Mehmet Bina

AHİRET HAZIRLIĞI

Mehmet Bina

- Sensin, ya Muhammed... Allah’ın yarattıkları arasında senden daha çok sevemediğim kimse yoktur. Sonra, senin gibi kim olabilir ki? 
Resulallah Efendimiz sordu: 
- Benden sonra en çok kimlere buğuzlusun ve sevmezsin?.
Şeytan anlattı: 
- Muttaki bir gence ki... Varlığını Allah yoluna vermiştir. 
Bundan sonra soru cevap aşağıdaki şekilde devam etti. Resûlü Ekrem efendimiz sordu; şeytan anlattı: 
- Sonra kimi sevmezsin? 
- Kendisini sabırlı bildiğim, şüpheli islerden sakınan alimi... 
- Sonra?... 
- Temizlik isinde... Yıkadığı şeyleri üç defa yıkamaya devam eden kimseyi. 
- Sonra?... 
- Sabırlı olan fakiri ki; ihtiyacını hiç kimseye anlatmaz... Halinden şikâyet etmez. 
- Peki, bu fakirin sabırlı olduğunu nereden bilirsin?... 
- Ya Muhammed, ihtiyacını kendi gibi birine açmaz. Her kim ihtiyacını kendi gibi birine üç gün üst üste anlatırsa, Allah onu sabredenlerden yazmaz. Sabırlı kimselerin isi buna benzemez.... Hâsılı onun sabrını; halinden, tavrından ve şikâyet etmeyişinden anlarım. 
- Sonra kim?... 
- şükreden zengin. 
- Peki, ama o zenginin şükreden olduğunu nasıl anlarsın?... 
- Onu görürsem ki, aldığını helal yoldan alıyor ve mahalline harcıyor. Bilirim ki, o, şükreden bir zengindir. 
Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz bu defa mevzuyu değiştirdi ve ona başka bir sual sordu: 
- Peki, ümmetim namaza kalkınca, senin halin nice olur?... 
- Ya Muhammed, beni bir sıtma tutar. Titrerim. 
- Neden böyle olursun; ya lain?... 
- Çünkü bir kul, Allah için secde edince bir derece yükselir. 
Peki, ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun?... 
- O zaman da bağlanırım. Ta onlar iftar edinceye kadar. 
- Peki, ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun?... 
- O zaman da çıldırırım. 
- Peki, ya Kur’an okudukları zaman nasıl olursun?... 
- nasıldır?... 
Ha, iste... O zaman halim pek yaman olur. Sanki sadaka veren, bir testere alır eline ve beni ikiye böler. 
Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz sebebini sordu: 
- Neden öyle testere ile ikiye biçilirsin, ya Ebamürre? 
Bunun üzerine İblis: 
- Onu da anlatayım, dedikten sonra anlatmaya başladı: Çünkü sadakada dört güzellik vardır. Şöyle ki: 

1- Allah Teâlâ, sadaka verenin malına bereket ihsan eyler. 

2- O, sadaka veren kimseyi halkına sevdirir. 

3- Allah Teâlâ, onun verdiği sadakayı, cehennemle arasında bir perde yapar. 

4- Allah Teâlâ, belayı ve ahları ondan defeder. 

Bundan sonra Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz ashabı hakkında ona bazı sorular sordu: 
- Ebu Bekir için ne dersin?... 
İblis buna su cevabi verdi: 
- O bana, cahiliye devrinde bile itaat etmedi... İslam’a girdikten sonra nasıl bana itaat eder? 
- Peki, Ömer b. Hattab için ne dersin?... 
İblis buna su cevabi verdi: 
- Allah’a yemin ederim ki; her gördüğüm yerde ondan kaçtım. 
- Peki, Osman b. Affan için ne dersin?... 
- Ondan utanırım... Hem de çok... Nasıl ki, Rahman’ın melekleri de ondan utanırlar... 
- Peki, Ali b. Ebu Talib için ne dersin?...
- Ah, onun elinden bir kurtulsam... O, kendi başına kalsa, ben de kendi başıma kalsam... O, beni bıraksa... Ben de onu bıraksam... Ben onu bırakırım; ama o beni bırakmaz. 
Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz yukarıdaki soruları sorduktan ve şeytanin verdiği cevaplar da kısmen bittikten sonra, söyle buyurdu: 
- Ümmetime saadet ihsan eden; seni de ta, belli bir vakte kadar saki kılan Allah’a hamdolsun. 

Yazarın Diğer Yazıları