
AHİRET HAZIRLIĞI
Mehmet Bina
Enes (r.a.)'dan peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyorlar :
Kurbağaları öldürmeyiniz Çünkü o kurbağa İbrahim(a.s. )'ın yakılması için hazırlanan ateşi görünce ağzı ile su taşıyarak onu söndürmeye çalışmıştır...""
Allah dostu İbrahim Bin Ethem(k.s.)hazretleri şöyle diyor:
"Cebrail (a.s. )'ı rüyamda gördüm elinde bir kâğıt vardı o kâğıdı ne yapıyorsun? Diye sordum..."" dedi ki:
"" Bu kağıda Allah'ı sevenlerin isimlerini yazıyorum..""
Ben de ona Listenin sonuna: Sevenleri seven İbrahim Bin Ethem diye yaz dedim.."" bunun üzerine : "Ey Cebrail! onu, sevenlerin en başına yaz! Diye Nida olundu..."" Calibi dikkat bir ayetle: konumuzu bitirelim. O müminler ki Allah anıldığı zaman kalpleri titreyen kimsedir...""(el, enfal, 2) (huseyn)
ALLAH BU İŞİ MUTLAKA TAMAMLAYACAKTIR.
Habbâb b. Erett radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Kâbe’nin gölgesinde kaftanını yastık ederek dayandığı bir sırada yanına vardık. “Ya Resûlallah! Bizim için Allah’a dua edemez misin? Allah’tan yardım dileyemez misin?” dedik. (Kureyş müşriklerinin işkencelerinden şikâyet ettik) Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in rengi değişti ve şöyle buyurdu: “Sizden önceki ümmetler içinde öyle kimseler bulunmuştur ki, (zalimler tarafından) yakalanır, onun için yerde bir çukur kazılır, o kişi… O çukurun içine gömülürdü. Sonra büyük bir testere getirilir, onun başı üzerine konulurdu da cesedi ikiye bölünürdü, fakat bu onu dinden döndürmezdi. (Bir başkasına da benzer işkenceler uygulanır); demir taraklar ile etinin altındaki kemiği ve sinirleri taranırdı da, bu işkenceler o mümini dininden çevirmezdi. (Sahâbîlerim!). Size yemin ederek söylüyorum ki, Allah bu işi (İslâm dinini), mutlaka tamamlayacaktır. Öyle ki, bir süvari San’â’dan Hadramevt’e kadar (tek başına) yolculuk edecek de Allah’tan ve bir de (yolcu koyun sahibi ise) koyunlarına kurdun saldırmasından başka hiçbir şeyden korkmayacaktır. Fakat sizler acele ediyorsunuz!.” Kaynak; Ahmed b. Hanbel, 5/109; Buharî, Menakıbu’l-Ensar,29
KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KALMAZ
YETER Kİ BİZ SAMİMİ OLALIM
Erzurum'un büyük velîsi İbrahim Hakkı (k.s.) hazretlerini çocukken İsmail Fakîrullah (k.s.) Hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakîrullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı:
-Çekil bakayım önümden be çocuk! Diye İbrahim Hakkı hazretlerini azarlayarak atını çeşmeye sürer. O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. Testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır İbrahim Hakkı hazretleri... Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak hocasının huzuruna gelir ve: -Çeşmeden su alırken atını koşturarak gelen biri, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi de tepeletip kırdı! Der. Hocası sorar:
-Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?
-Hayır, der, hiçbir şey söylemedim.
-Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle, der.
İbrahim Hakkı hazretleri gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye başlayan adamın yanına varıp bekler. Fakat bir türlü terbiyesini bozup da:
-Benim testimi niye kırdın zalim adam?! Diyemez.
Dönüp geldiğinde hocası Fakîrullah hazretleri sorar:
-Ona bir şeyler söyleyebildin mi?
-Söyleyemedim efendim; niyetlendim, lâkin bir türlü dilimi çevirip de ağır bir söz sarf edemedim! Hocası bağırır:
-Sana diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, mukabele et! Yoksa sonu felâket!..
İbrahim Hakkı hazretleri bu defa kararlı olarak koşup çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adamı, kendi atı, attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, ölüsü yatmaktadır! Koşarak gelip, hocası İsmail Fakîrullah Hazretlerine bu vahim vaziyeti anlatır. Hocası bu hâle üzülür: