
AHİRET HAZIRLIĞI
Mehmet Bina
KARINCA DUASININ SIRRI
Hayvanlarla konuşma özelliğine sahip olan
Hz. Süleyman bir kıtlık döneminde bir toplulukla şehrin dışına yağmur duasına doğru çıkmaktadır. Yolda bir karınca dikkatini çeker. Zavallı hayvan sırtüstü yatmış, ayaklarını göğe doğru uzatmış, çırpınırken dua etmektedir. Hz. Süleyman Karıncanın duasına kulak kabartır. Karınca şöyle dua etmektedir;
“Allah’ım bizi Sen var ettin… Ve Senin rahmetin olmadan biz yaşayamayız Ya bize su verirsin ya da bizi helak edersin. Emir, ferman senindir.”
Hz. Süleyman ‘ın gözleri yaşarır. Ve az sonra Hz Cebrail’in getirdiği bir haberle de coşar, taşar, ağlamaya başlar. Cebrail, o karıncanın duasının kabul edildiği haberini getirmiştir.”
Peygamber yanındaki topluluğa döner:
“Dönün” der “Siz başkasının duasıyla sulanacaksınız.
DUALAR NİÇİN KABUL OLMUYOR
Yaptığımız dualar niçin kabul olmuyor diye soranlara
İbrahim bin Edhem hazretleri
Şu cevabı vermiştir:
- Cenâb-ı Hakk’ı bilirsiniz,
Buyruğunu tutmazsınız!
- peygamber'i bilirsiniz,
Sünnetlerini yerine getirmezsiniz!
- Kur'ân okursunuz,
Amel etmezsiniz!
- hak Teâlâ’nın nimetlerini yersiniz,
Şükretmezsiniz!
- cennet'i bilirsiniz,
Onu istemesini bilmezsiniz!
- cehennem vardır dersiniz,
Ondan lâyıkıyla sakınmazsınız!
- ölüm vardır dersiniz,
Hazırlanmazsınız!
bu kadar fenâlıkla duanız nasıl müstecâb olsun?! "
KUR'AN'I ÇOK OKUMAK
- Bir Sahabi, Resulüllah Efendimiz (s.a.v.)'e,
- "Ya Resulüllah !
- Hangi amel Allah katında daha sevimlidir ?" diye sordu.
- Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.),
- "Hal ve mürtehil (in ameli)" cevabını verdi.
- Sahabe,
- "Peki, hal ve mürtehil kimdir ?" diye sorunca,
- Peygamber Efendimuz (s.a.v.),
- "Kur'an-ı başından sonuna kadar okuyan ve her bitirdiğinde hemen başa dönüp yeniden başlayandır." buyurdu.
- Yine bir gün,
- "Kalpler, demirin paslandığı gibi paslanır." buyurmuştu.
- Sahabe-i kiram,
- "Onun cilası nedir ey Allah'ın Resulü? " diye sordular.
- Allah Resulü (s.a.v.) :
- "Allah'ın kitabını çokça okumak ve Allah'ı çok çok zikretmektir." cevabını verdi.
OLGUN AĞACIN MEYVESİ...
Behlül Dânâ Hazretleri bir gün Bağdat sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü. Herkes şen şakrak, neşe içinde oynarken çocuklardan birisi bir köşeye çekilmiş onlara bakıyor ve ağlıyordu. Behlül Dânâ çocuğun yanına gitti. Başını okşadı ve şöyle dedi:
“Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna.”
Çocuk bakışlarını Behlül’e çevirdi ve beklemediği bir cevap verdi:
“Behlül amca! Biz oyun için yaratılmadık.”
Behlül bu söze şaştı ve çocuğa sordu:
“Ey oğlum! Peki, niçin yaratıldık?”
“Allah’ı bilmek, tanımak ve O’na ibadet etmek için.”
“Peki bunun öyle olduğunu nereden biliyorsun?”