Mehmet Bina

Ahiret Hazırlığı

Mehmet Bina

   Hak dostlarından Rabî  Hazretleri’ne felç isabet etmişti. Bir gün kapısına bir yoksul geldi. 
     Rabî Hazretleri:
“–Ona bir şeker verin!” dedi. Çünkü kendisi şekeri çok severdi. “Sevdiklerinizden infak etmedikçe birr’e  (hayrın kemâline) eremezsiniz!..” (Âl-i İmran, 92) âyet-i kerî­mesini böyle anlıyordu.
     Rabî Hazretleri’nin ağrısı iyice artınca, canı tavuk eti istedi. Fakat kırk gün kendini tutup, tavuk eti yemedi. Bir gün hanımına:
      “–Kırk gündür canım tavuk eti istiyor. Belki vazgeçebilirim diye kendimi tutmaya çalışıyorum.” dedi.
      Hanımı:
“–Fesübhânallâh! Şu kendini yemekten alıkoyduğun şeye bak! Bunu Allah sana helâl kılmıştır!” dedi.
     Rabî Hazretleri’nin hanımı hemen çarşıya gitti ve bir tavuk aldı. Tavuğu kesip kızarttı. Güzel de bir ekmek yaparak çeşitli katıklardan oluşan bir sofra hazırlayıp getirdi ve Rabî Hazretleri’nin önüne koydu. Tam o esnada kapıya bir yoksul gelip:
      “–Allah rızası için bir sadaka verin ki Allah size bereket versin!” dedi.
       Bunun üzerine Rabî  Hazretleri, tavuğu yemekten vazgeçerek hanımına:
       “–Al bu tavuğu, şu muhtaca ver!” dedi.
      Hanımı:
       “–Fesübhânallâh!” deyince Rabî Hazretleri:
        “–Sana dediğimi yap!” dedi.
        Bu sefer hanımı:
        “–Bâri, onun için daha hayırlı olacak bir şey yap.” dedi.
       Rabî Hazretleri:
        “–Peki, ne yapayım?” diye sorunca, hanımı:
        “–Tavuğun parasını verelim, sen de arzuladığın tavuğu ye!” dedi.
       Rabî Hazretleri:
        “–Gayet güzel bir teklif! Bu tavuğu alacak kadar bir para getir!” dedi. Hanımı parayı getirince de:
         “–Şimdi parayı şu tavuğun yanına koy ve ikisini de o zata ver!” dedi.
       Hanımı da hem parayı hem de tavuğu götürüp yoksula verdi. (Bursevî, Rûhu’l-Beyân, [Âl-i İmrân, 92])
           Şüphesiz ki bu hâl, cömertliğin zirve seviyesi olan “ÎSÂR” faziletidir. Yani kendi imkânlarını, Allah rızası için bir din kardeşine devredebilme fedakârlığıdır. Cenab-ı Hak bu fazileti âyet-i kerîmede ne güzel tarif ve taltif eder:
ALLAH DOSTLARI NASIL CÖMERTLİK GÖSTERDİLER.    
      “Onlar kendi canları çektiği hâlde, yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler: «Biz sadece Allah rızası için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Biz, çetin ve belâlı bir günde Rabbimizden (O’nun azabına uğramaktan) korkarız.» (derler). İşte bu yüzden Allah, onları o günün fenalığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir...” (el-İnsân, 8-11 )  Altınoluk Dergisi 2010 Ocak                        
 

Yazarın Diğer Yazıları