
Ahiret Hazırlığı
Mehmet Bina
Ortalıkta göremeyince nerede olduğunu merak etmişti. Ümmü Süleym (r.anha), oğlunun ölüm haberini birdenbire vermek istemiyordu. Kocasının âniden telaşa kapılıp üzülmesine gönlü razı olmazdı. “Biraz rahatlamış olacak; ıstırabı dindi, uyudu.” dedi. Sonra da unutturmak için, daha önce hazırlamış olduğu yemeği beyinin önüne getirdi. Hz. Talha gerek Ümmü Süleym’in sözünden, gerekse onun telaşsız hâlinden, çocuğun gerçekten iyileştiğini zannetti. Birlikte yemek yediler, sohbet ettiler.ÜmmüSüleym, artık beyine acı haberi vermek istiyordu. Ancak birdenbire, “Oğlun vefat etti!” diyemezdi. Bunun için şöyle bir yol takip etti:“Ey Ebû Talha! Falanca aileyi gördün mü? Kullanmaları için verdiğim emaneti geri almaya gittiğimde ağırlarına geldi. Vermek istemediler.” dedi. Hz. Ebû Talha, “Öyle şey olur mu? Hiç de iyi yapmamışlar!” cevabını verdi. Ümmü Süleym (r.anha) söylemek istediği şey için kocasını böylece hazırladıktan sonra, asıl meseleye geçti, “Ey Ebû Talha, işte o filancalar sensin. Oğlun da senin yanında Allah’ın bir emanetiydi. Onu geri aldı.” dedi.Ebû Talha birden şaşırdı. Fakat söyleyecek bir şey de bulamadı. Kadere razı ve teslim olduğunu gösterdi. Çocuğu defnettiler.Ebû Talha ertesi gün Peygamberimize gitti. Durumu haber verdi. Peygamberimiz (a.s.m.) onlar için, “Cenâb-ı Hak bu gecenizi hakkınızda mübarek eylesin!” diye duada bulundu. Üveymir’in vefatından bir yıl sonra bir çocukları daha oldu. Peygamberimize müjde verdiler. Peygamberimiz bu çocuğun ismini “Abdullah” koydu. Abdullah’ın dokuz çocuğu dünyaya geldi. Peygamberimizin duasının bereketiyle hepsi de Kur’ân’ı ezberledi, hafız oldu.
ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLEN ŞEHİT HZ.NEVFEL
Server-i Kâinat zaman zaman şanlı eshabını toplar, tadına doyulmaz sohbetler yapardı.
Medine’nin nurlu gençlerinden Nevfel (Radıyallahu anh) bunları hiç kaçırmaz, âdeta kaydeder, kelimesi kelimesine aktarmaya bakardı.
Bir gün yüzü suyu hürmetine âlemlerin yaratıldığı server şehadetten söz açtı: “Kıyâmet gününde şehidler, Mahşer yerine gelirken; Peygamberler ayağa kalkar. Onlar; çocuklarından, akraba ve dostlarından 70.000 kişiye şefaat eder (Cehennemden kurtarırlar)”
Gel de heyecanlanma. Müjdenin güzelliğine bak.
Nevfel soluk soluğa eve koştu. İki oğlunu ve hanımını alıp geldi, Efendimizin (Sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna çıktı. “Yâ Resûlullah! Bir duâ etsem amin der misiniz?”
Gül yüzlü Nebi, adı güzel Muhammed (Sallallahü aleyhi ve sellem) tebessüm buyurdular.
Nevfel büyük bir aşkla ellerini açtı ve “Yâ Rabbi” dedi, “Nevfel kulunu şehid, yavrularını yetim, hanımını dul bırak!”
Bu içli niyaza hanımı ve çocukları da katıldılar...