İnsan denen illet...
Latife ÖGE AKIN
İnsan anlaşılması ne zor bir mahlukmuş. Oysa ne kadar kolay yaratmış Mevla. Kemiği ete bürümüş, bir kafa, bir yürek koymuş… Haydi demiş salıvermiş bu dibi bucağı olmayan dünyaya. Ye demiş doyuncaya kadar, iç demiş kanıncaya kadar, gez dolaş demiş yoruluncaya kadar…
Ama yaradan bir gün hesaba çekileceğini söylerken suya yazmış insanoğlu.
Eskiler kudurdu derdi. İnsanoğlu kudurdu. Belaya giderken Allah’ı unuturcasına dalıyor…
Ne aklı, ne yüreği birer et parçası olmaktan öteye gidemiyor. Tavuk keser gibi birbirini öldürenlere alıştık da, iki gün üst üste biri 8, diğeri 18 yaşında iki evlat öz babaları tarafından öldürüldü.
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin halen kayıp. Umutlar itiraz etse de hepimiz biliyoruz ki o yavrucuktan da kötü haber gelecek. Tek duamız sadece canına kast edilmiş olsun. Onun başına bir iş geldi belli ama dileriz ki altından taciz gibi (söylemeye dilim varmıyor) iğrenç bir şey çıkmasın.
Mübarek gecelerde eller semaya açılırken hep deriz; Yüce Rabbim kazalardan, belalardan korusun, şeytana, nefsimize uydurmasın diye…
Sesli sessiz, aleni gizli tüm dualarımızda yer veririz mutlaka ama nasıl yoldan çıkmışsak artık şeytan bile kenara çekilip dehşet içinde insan denen mahlukun sızlamayan vicdanına şaşırıyor olmalı…
Hak yemek zaten mübah sayılır olmuş. Hatta yemeyene salak gözüyle bakılır olmuş. Din pazarlayanlar fetvalarla aklamış haramı… Kafa tasında sünger taşıyan ahali de zaten kendine uygun fetva peşinde, kanıvermiş…
Garibanı, yoksulu kollamak şöyle dursun, külfet olarak görülmeye başlamış bu dünyaya.
Dedim ya insanoğlu kudurmuş kudurmaya, Mevla ıslah eyleye… Yüreklerimizdeki merhameti, insan sevgisini, Allah korkusunu eksik etmesin Rabbim. Zamana, şeytana, nefsimize uydurmasın. Normalimiz olmasın bu yozluk…