
Devrik cümle
Latife ÖGE AKIN
Herhalde en uygunu “Merhaba” diyerek söze başlamak olur. Ne zormuş yazmak. Ömür bazında kısa ama yürek bazında uzun olan bir müddettir adeta yazıya, kaleme kağıda küsmüştüm. Bana yazmayı bırakma diyen Rahmetli Seyit Küçükbezirci, lisedeki edebiyat öğretmenim kulakları çınlasın Cumali Koçak gibi nice saygıdeğer ismin nasihatini biraz omuzlarımın arkasına atıp kendimce küstüğüm günler nihayet Hakimiyet Gazetesi’nde bana verilen yer ile geride kaldı. Diyeceğim o ki; bundan böyle ALLAH nasip ederse Salı ve Cuma günleri bu köşede naçizane yüreğimden, aklımdan dökülenler yer alacak. Bu konuda asla iddialı değilim, işin erbabı onca isim varken asla iddialı olmam. Umarım sizlerde beğenir, okumaya değer bulursunuz.
Bilen bilir, babam Ali Sait Öge Konya basınına uzun yıllar emek vermiş biri. Bu konuda öfkemi bir türlü kontrol altına almayı öğrenemediğim, dilimi tutamadığım da beni tanıyan herkesin malumu. Neredeyse teşbihte hata olmasın, babamın affına sığınarak söylüyorum ve hatta babamın nezdinde hepsinden özür dileyerek bu sektörün emektarları adına söylüyorum. Bu sektör şuan bulunduğu aşamaya, mesleğe aşık insanların sırtı üzerinde geldi. İşlerine olan sevgileri ve emekleri sömürüldü, oğlan oyuna geldi, çoban koyunu yedi. Tozunu toprağını yuttular, posası çıkana kadar karın tokluğuna çalıştırılıp, yeni nesil, yeni ve hevesli taze kanlar geldikçe de cebini doldurup suya sabuna dokunmayanlarca hepsine birer birer acımasızca yol verildi. Daha evvel kısa süreli yazdığım köşe yazılarımda canhıraş savunduğum değerler vardı. Yanlışını göze soka soka anlattığım, göstermelik yapılan iyilikleri yutup canhıraş savunduğum isimler oldu. Başımı belaya soktuğum, ipe sapa gelmez kişilerden bu yüzden fırça yediğim oldu. Sana ne!!! Çiçek böcek yaz, kuşlar uçuyor onu yaz, Hz. Mevlana mesnevide ne demiş onları yaz, diyenler oldu. Ama yok, ben yazdım. Bazen hatta akıllı deliye söyletir hesabı, oyuna geldiğim aptallıklarım oldu.
Bu defa daha farklıyım. Köşede içerik belirlemedim. Bazen Kayalıparkta halk ekmek kuyruğundan çıkmış, durakta otobüsünü bekleyen, hacı emmilerin yeni nesil ile ilgili yorumlarını kaleme alabilirim, bazen de Z kuşağı diye küçümsenen neslin depremde nasıl birer pehlivan kesilip, ellerini bir türlü göremediğimiz muhterem üstatların aksine taşın altında ezilen ellerinden bahsedebilirim. Z kuşağı da hemen yükselmesin, özgürlük, özgüven adı altında nasıl iyice yozlaştığınızı da görmüyor değilim…!!! Bazen din iman kalmadı bunlarda denilen esnafın neden gavur yaftasını almayı göze aldığını da yazabilirim, asgari ücretle geçiniyorum, aç mı kalayım diye isyan eden garibanı da. Ha bazen çiçek böcek de yazabilirim. Hepsi hayatın parçası neticede. Fikir vermek, ya da bilmediğim bir konunun dile getirilmesini isteyen olursa, değerlendiririz. Öyle sivrilmek yok, daha makul ve orta yol bulmaya çalışarak yazmaya kararlıyım. Hatalar şimdiden affola. Cuma günü görüşmek üzere Allaha emanet olunuz efendim.