Çocuklar market promosyonu mu?
Latife ÖGE AKIN
Cuma günü kaybı duyuldu, cumartesi günü cansız bedeni bulundu. Ne Narin’i bitti, ne Ecrin’i ne Şirin’i… 6 yaşındaki Şirin de yok olup gitti… Yok edildi…
Duyduğumuz, gördüğümüz olaylar anne baba olarak herkesi tedirgin ediyor. Anneler babalar artık çocuklarını yalnız başına markete gönderemez oldu. 80’lerde 90’larda yani çocukluk yıllarımda akşam ezanına kadar dışarıda oynardık. Markete gidip gelirdik. Öyle çok uzaklaşmazdık evimizden ama çok net hatırladığım bir şey var ki güven içindeydik…
Kimse kötülük düşünmez, hatta annem bizi eve alırken yanımızda arkadaşımız varsa ona da evlerine gitmesini tembih ederdi.
Arkadaşımın annesi çocuğunun eline yoğurtlu ekmek verirken bize de verirdi. O zamanlar kötü insanlar yoktu, bu kadar ruh hastası yoktu, insanların Allah’tan korktuğu, kuldan utandığı zamanlardı… Olabilecek en kötü şey ya bir trafik kazası, ya da psikiyatrik rahatsızlığı olan birinin karşımıza çıkması ihtimaliydi.
Şimdi kötülüğün sınırları kayboldu… Çeşitliliği korkunç boyutlara ulaştı…
Kötülerin hedeflerinde zerre kadar vicdan merhamet kalmadı. Bebek demiyorlar, çocuk demiyorlar, kadın demiyorlar, yaşlı, engelli demiyorlar…
Gazze’de yaşanan katliamı her gün televizyonda görüyoruz… Tam adıyla gavur İsrail aynı şeyleri Gazze’deki müslümanlara yapıyor. Peki biz bu ülkede adı müslüman insanlarla bu vahşetleri nasıl görüyoruz.
Bu nasıl din, bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl vicdan aklım almıyor… Ne caydırıcı bir ceza ile önlem alınıyor ne de bu şerefsizler duruluyor. Millet kudurdu da kudurdu…
Bu olayların artık bitmesi için tek çare sağlam bir yargılama, adil bir adalet sistemi, kısas mahiyetinde ciddi cezalar, yapan kadar sebep olan, bildiklerini saklayan, ihmali olanların da cezalandırılması…
Peki biz ne yapıyoruz, oturduğumuz yerden klavyede kınım kınım kınıyoruz. Bir iki de afili laf, havalı serzeniş bitti gitti…
Şirin’i katleden cani… Çocuğu katledip hiç bir şey olmamış gibi geri dönüşte çöp toplamaya devam eden şerefsiz, vicdansız seni de kınım kınım kınadık. Utandın değil mi? Utan bak…!