Yahya Sinvar'ın seçilmesine ve Filistin davasına kim nasıl bakıyor!
Kerim Toslak
Soykırımcı İşgalci Siyonist İsrail rejimine karşı direnen, mücadele eden, Filistin Halkına Batının ve Arap ülkelerinin, Rusya'nın, Çin'in hatta İran'ın bakışında ve yaklaşımında belirleyici olan kendi çıkarlarıdır.
Batılı devletler Ortadoğu bölgesinde kendi çıkarları ile İsrail'in çıkarlarını birlikte düşünüyorlar, ondan dolayı da her halükarda İsrail'in yanında ve İsrail'in tarafında konumlanıyorlar. Özellikle ABD'de bulunan Yahudi lobileri ve batıdaki Yahudi sermayesi İsrail'in kayıtsız şartsız desteklenmesini ve her türlü zulme haksızlığa rağmen, İsrail'in yanında bu devletlerin konumlanmasını sağlıyor. Konuya bu açıdan bakıldığında her şeyin madde ile ölçüldüğü, insani ve vicdani değerlerin yerini kapitalizmin değer ölçülerinin aldığı Batı açısından bu durum normaldir. Kapitalizmin anlayışına göre güçlüler ayakta kalır zayıflar doğal olarak ezilirler. Bu konuda kapitalizmin ve komünizmin fikri altyapısını oluşturan Darwin'in 'doğal seleksiyon' tezidir. Güçlüler ayakta kalır zayıflar ölür. Bu anlayış her ne kadar hayvanlar aleminde olsa da sosyolojiye de uyarlanmıştır.
Filistin halkına destek çıkıyormuş gibi görünen, Çin'in ve Rusya'nın yaklaşımı yine kendi çıkarları doğrultusunda, bölgedeki bir takım Arap ülkeleri ile ve İran'la olan ilişkilerinde, sağlayacakları fırsatlar ve ticari ilişkilere göre ayarlanır. Yoksa bunlar da insani vicdani bir yaklaşımla Filistin halkına destek verecek durumda değiller. Çünkü bunların ahlaki ve vicdani değerleri de bir öncekilerden farklı değildir.
İran'ın da Filistin halkına yaklaşımı ve desteği aynı şekilde İran devriminden sonra bölgeye devrim ihraç etme ve bölgedeki bir kısım İslami hareketleri kontrol ederek kullanma amacına matuftur. Yoksa İslam kardeşliğinden yola çıkarak dini insani vicdani bir yaklaşım değil. Çünkü Filistin Halkı sünni, İran rejimi ise şii'dir ve bir hayli de bu konuda bağnazdırlar. O kadar ki Suriye'de Beşar Esad'ın Sünni halka onca zulmüne rağmen Beşşar Esad'ı ayakta tutan en önemli güçtür. Beşar Esad'ı ayakta tutanlar ilginçtir ki İsmail Haniye'yi kendi ülkelerinde koruyamadılar. Bu yönden bakınca Filistin'in siyasetinde ve yönetiminde bir İran operasyonu olarak görenler de tamamen haksız sayılmaz. Üzerinde kafa yorulması gereken bir konu.
Bölgedeki kiralıklarla ve diktatörlüklerle yönetilen Arap ülkelerinin de Filistin halkına bakışları; kendi başlarını ağrıtan, bu 'baş ağrısından' kurtulalım da nasıl kurtulursak kurtulalım. İsterse Filistin halkını Siyonist İsrail soy kırım yolu ile tamamen ortadan kaldırsın, yeter ki 'bu baş ağrısından' kurtulalım... Sarı öküzü verelim de kurtlardan kurtulalım diyen öküzler gibi...
Yukarıdan beri saydığım Batının ve Arap ülkelerinin, Rusya'nın Çin'in, İran'ın hatta bizim ülkedeki, DEM Partiden CHP'ye bir takım ulusalcı, milliyetçi parti ve grupların birleştiği ortak nokta, hepsi Hamas' tan bir şekilde rahatsız. Hatta terör örgütü olarak görürler. Hamas'tan rahatsızlıklarının sebebi; Hamas İslami bilince sahip, şuurlu, Allah'ın emirlerine sıkı sıkıya bağlı, tavizsiz, inancı uğruna her türlü fedakarlığı göze alan, "topun namlusunun ucunda cenneti gören" bir toplum. Onların istediği; adı müslüman olsa da kafası ve yaşantısı batılı standartlara ayarlı, kapitalist, sosyalist, seküler bir hayat tarzını benimseyen, islami kurallara uyma konusunda gevşek (onların deyimiyle 'soft'), gerektiğinde satın alabilecekleri bir toplum. Bu standartlarına uymayan bütün müslümanları, "radikal terörist" etiketiyle damgalayıp yok edilmesi gereken düşman görürler. Türkiye'nin Hamas'ı bir kurtuluş hareketi olarak görüp 'Kuvay-ı Milliyeye' benzetmesi onların kabullenebileceği bir şey değil. Onlar Mahmut Abbas, Muhammet Dahlan gibi satın alabilecekleri uşakları severler.
Bu çerçevede Merhum Şehid İsmail Haniye'nin yerine, Yahya Sinvar'ın seçilmesi onların kabullenebileceği bir şey değil. RabbimYahya Sinvar'ı esirgesin, Gazze'yi Filistin'i, Kudüs'ü, Aksa'yı kurtarma mücadelesinde liderliğini hayırlı eylesin. Zafer nasip eylesin.
Selçuklu/Konya
