Kerim Toslak

Siyasette İnanç Ve Güven Önemli!

Kerim Toslak

Meczubun biri çıkmış Ben Peygamberim demiş. Bu meczubun peygamberlik iddiası padişahın kulağına kadar varmış. Adamlarına emir vermiş: 

"Alın getirin şu peygamberlik iddiasındaki adamı, ne demek istiyor bir bakalım."

Adamı yakalayıp getirirler, huzura çıkarırlar. 

Padişah sorar: 

"Peygamber olduğunu söylüyormuşsun, doğru mu?"

"Evet ben peygamberim.

"Her peygamberin mucizesi olur. Senin de mucizen var mı?" 

"Evet var, ölüyü diriltirim."

Padişahın yanında duran vezir göstererek:

"İstersen kılıcını ver vezirin kafasını uçurayım, tekrar dirilteyim."

Padişah muzipçe gülümseyerek vezire döner:

"Ne dersin vezir?"

Vezir korku ve panikle:

"Aman efendim, mucizeye ne gerek var, ben onun peygamberliğine iman etim zaten."
....
TÜİK Başkanı enflasyon hesaplamaları ile ilgili basın açıklaması yaptı. Bence açıklama yapmasına gerek yoktu. Biz zaten doğruluğuna inanıyorduk(!) Eksi bile çıkarılabilirdi. Neticede aklımız ermez. İstatistik ilimi.  Bazıları istatistik ile ilgili tanımlama yaparken " rakamlara yalan söyletme" ilmi derler. Nasıl olur nasıl olmaz bilemeyiz. 

İşin esprisi kenarda dursun. Hakikât olana bakarsak; AK Parti kurulduğu yıllardan beş altı sene öncesine kadar Ak Parti ile toplum arasında karşılıklı büyük bir güven duygusu vardı. Ak Partinin topluma olan güvenini toplum boşa çıkarmadı. Toplumun da AK Parti’ye olan güvenini Ak Parti boşa çıkarmadı. Bu karşılıklı güven sayesinde nice badireler atlatıldı. 27 Nisan e- muhtırası, Gezi olayları, En son 15 Temmuz darbe girişimi gibi badireler, bu karşılıklı güven duygusu sayesinde bertaraf edildi. Ancak son birkaç yıldır oluşan güven erozyonu sandıklara oy eksilmesi olarak yansıdı.

Geçmişte Rahmetli Özal'ın " ben seçimden önce zam yapacak kadar enayi miyim?"  sözü hatırlardadır. Önceki dönemlerde Ak Partinin siyasi hayata kattığı en önemli şey topluma karşı bu tür şark kurnazlıklarına başvurmamasıydı. Ve zaman zaman eskilerin bu siyasi anlayışlarından uzak olduklarını da vurgulamalarıydı. Hatta seçim ekonomilerine başvurmadıklarını övünerek toplumun önünde deklare etmeleriydi. 

Son dönemlerde seçimlerin bıçak sırtı görüntüsü AK Parti’yi de eski dönemin partileri gibi seçim ekonomisi uygulamaya itti. EYT konusundaki tutumu önemli bir örnektir.

Enflasyon hesaplamaları doğru bile olsa, ilan edilen enflasyona, birçok AK Partili dahil toplumun büyük kısma güvenmiyor. Enflasyon sepeti ile ilgili şeffaflıktan uzak tutum ister istemez güven sarsıyor. Keza elektrik, akaryakıt, doğalgaz gibi bazı önemli ürünlere yapılacak zamların, Memura ve emeklilere yapılacak zammın belirlenmesinde etkili olacak, Haziran ayı enflasyonuna dahil edilmeyecek şekilde planlanması, tipik bir kurnazlıktır.

Bu tür kurnazlıklar geçici olarak çözüm olabilir. Anca uzun vadede güven erozyonu ve iktidarın elden gitmesine kadar götürür işi.
Dost acı söyler derler. Bu manzara ve bu gidiş iyi bir gidiş değil. Nasıl olur bilmem ama kaybedilen birçok şey telafi edilebilir, yerine konulabilir ancak kaybedilen güvenin telafisi ve yerine konulması çok zordur. 

Selçuklu/Konya

Yazarın Diğer Yazıları