Müslümanlar İsrail'e Karşı Niçin Başarılı Olamıyor
Kerim Toslak
Zaman zaman İslam’a ve Müslümanlara bakışları sorunlu, Müslüman topluma aidiyet duyguları zayıf bazı kimseler, Ortadoğu'daki Siyonist İsrail yayılmacılığının sonucu olan savaşlardaki Müslümanların içinde bulundukları durumun sorumluluğunu, Müslümanların mensubu bulundukları İslam dinine yüklerler. Geçen yüzyılda kalması gereken klasikleşen materyalist zihniyet, bazılarının kafasında halen devam ediyor. Onlara göre sözüm ona "İslamiyet Müslümanlar için ayak bağı, geri kalmışlıklarının sebebidir. Zaten bu Araplardan bir halt olmaz. 67 ve 73 Arap İsrail savaşında, İsrail tek başına o kadar Müslüman Arap devletini mağlup etti...vs." Bu gibi akıldan, izandan, tarih gerçeklerden uzak, çoğunlukla aşağılık kompleksli, ezik kişilik kaynaklı ya da bilinçli bir şekilde İslam düşmanlığının dışa vurumu olan bir çok değerlendirme önümüze konulur.
Öncelikle İsrail denilen Siyonist Örgütün, Filistin topraklarına taşınan birkaç milyon Yahudi'den ibaret olmadığını görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar. Siyasal, ekonomik ve askeri teknolojik açıdan korkunç bir dengesizlik var ortada. ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya başta olmak üzere AB ülkelerinin tamamı Siyonist İsrail'in destekçisi. Özellikle Elli küsür eyaletin her biri, bir çok Arap ülkesinden büyük olan ABD, Siyonist İsrail'in her daim yanındadır. Dünkü savaşlarda da bugünkü savaşta da İsrail saflarında fiilen savaştadır. Halen uygulanan soykırımın büyük ortağıdır. Dolayısıyla "o kadar Arap ülkesi küçücük İsrail ile baş edemiyor" gibi laflar tutarlı değiller. Ne israil küçücüktür ne de Müslüman Arap Ülkeleri "o kadardır." Zaten o Arap devletlerinin her birinin başında oturanların da Siyonist İsrail ile savaşmak gibi dertleri yok. Bulundukları koltuklara İngiliz /ABD tarafından oturtulmuş şeyhler/ krallar/ diktatörlerdir.
İlimde teknolojide Müslümanların son beş yüz yıldır Avrupa ülkelerinden geride kaldıkları bir hakikattir. Ancak bunun sebebini İslam dinine bağlayanlar 7-11. asırlarda Endülüs'te başta olmak üzere yaşadıkları bir çok coğrafyada, Müslümanların bilme katkılarını ve kurdukları üstün medeniyetin izahını yapamazlar. Sormazlar mı o zaman "madem İslam bilime karşı, ilerlemeye engel" de o zaman niye engel olmamış. Yaklaşık yüz elli sene önce İslamiyet’in bilimin gelişmesine ve ilerlemesine engel olduğunu iddia eden Fransız Papaz Ernest Renan'ın hezeyanlarını halen dillendirenlerin nerede durduğu ve kimin izinden gittikleri ortada. Merhum Vatan Şairi Namık Kemal "Renen Müdafası", Merhum Cemalettin Afgani'ni "Maddiyyuna Reddiye" isimli eserlerinde o dönem koyu ele alıp gerekli cevapları verip, E. Renan'ın iddialarını çürütmüşlerdir. Okuyup bilgilensinler desem de okumazlar. O iddia sahiplerinin çoğu üzüm yeme derdinde değildir zaten...
Bunların çoğu "Arz-ı Mevud'un" ne olduğunu, Siyonist İsrai'lin nihai hedeflerinin neler olduğunu, senelerdir Türkiye'nin Güney Doğusunda niçin terör olduğuna, kafa yorup anlayacak durumda değiller. Konuya "İsrail'in derdi bizimle değil, Müslüman Araplarla, bu hükümet bizi bu savaşın içine çekmek istiyor" şeklindeki yaklaşımları da bundandır. İslam konusundaki içine düştükleri önyargı, konuyu doğru şekilde anlamalarının önündeki en büyük engeldir.
İsrail ve Batı karşısında Müslümanların üstünlüklerini kaybetmelerinin asıl sebebi tefrikaya düşmüş olmalarıdır. Müslüman olma kimliği ve İslam kardeşliği anlayışı ile yetinmek yerine, yeni kimlikler edinmelerdir.
Mezhep kimliği, tarikat kimliği, cemaât kimliği, kavmiyet kimliği Müslüman kimliğinin önüne geçmiştir. Hal böyle olunca, herkesin sahiplendiği ve Müslüman kimliğinin önüne geçirdiği kimlikle, bir birini ötekileştirip düşmanlaştırması, bunun sonucu bir biriyle didişip durmaları, bilimde ilerleme ve kalkınma yolunda kullanacakları enerjilerini tüketmektedir. Bunun sebebi İslam dini değil Müslümanların İslam'a olan bağlılıklarının sorunlu hale gelmesidir. Bu durum Siyonist İsrail'e ve destekçilerine alan açılıp, at oynatmalarını sağlıyor. Halbu ki bu dinin Ana kaynağı K. Kerim'de Allahu Teala şöyle buyuruyor: "Allah'a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O'na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini parça parça edip grup grup olan kimseler gibi olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi tuttukları parça (dini anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir."
(Rum Suresi 31-32 Ayetler)
Selçuklu/ Konya