Kerim Toslak

Dünden Bugüne Sansür Ve Sosyal Medya!

Kerim Toslak

Bizim kuşak atmışlı yetmişli hatta seksenli yıllarda sansürün ve kısıtlamaların daniskasını yaşadık. Gerçi bizden öncekiler daha da daniskasını yaşasalar da biz onları tarih kitaplarından okuyoruz. Şimdiki nesillere tuhaf gelecek ama radyolardan bazı müzik türlerini, bazı sanatçıları dinleyemezdik. Bazı şarkı ve türküler yasaklı olduğu gibi bazı sanatçılar da yasaklıydı. Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Yüksel Özkasap...

Piyasada plakları kasetleri serbestçe alınıp satılsa da devlet radyolarında çalınmazdı. Hele hele bazılarının yasaklı oluşunun nedenini kimse bilmezdi.  Ortalıkta bol bol dedi kodu dolaşırdı. İşin aslının ne olduğun devletimiz bilirdi de biz bilmezdik. Belli ki önemli bir güvenlik sorunuymuş(!)

Devlet radyolarında çalınmayan bu eserler o zamanlar Kıbrıs Cumhuriyetinin ortak radyosu olan, günde yaklaşık iki saat Türkçe yayın yapan Kıbrıs Radyosunda çalınırdı. Keza soğuk savaş dönemi olan o yıllarda, kısa dalgadan Türkçe yayın yapan Buda-Peşte Radyosundan ya da Doğu Almanyadan "Bizim Radyo" adıyla yayın yapan radyolardan çalınırdı. Tabi bol bol komünizmin propogandası yapılır, arada bir türkü çalınırdı. Köyde , dağda, bayırda doğru dürüst okul bile görmemiş gençlerimiz zehirlenirdi. Bazen de Nazım Hikmet şiirleri okunur komünizmin "ne iyi bir rejim olduğuna"  bizim kuşak köy gençlerinin bir çoğu inandırılırdı. Yani devletin yanlış uygulaması buna zemin teşkil ederdi. Belki de o yıllarda 'devlet aklı'nın bir bildiği vardı da biz bilmezdik(!)

1977 Seçimleri öncesi partisi adına radyo konuşması yapan MSP Hakkari Millet Vekili Adayı Ubeydullah Seven'in "çevre ülkelerden bölge insanını Devlete karşı kışkırtmaya yönelik, Kürtçe yayın yapan bazı radyoların etkisinde kurtulması için, Devletin Kürtçe yayın yapan radyo kurması" talebi kendisinin yargılanma sebebi olmuştu... 

Tabi ki o günler geldi geçti. Günümüzde had bilmez, kural tanımaz küstah mı küstah bir sosyal medyamız var. Öyle ki, mahremiyet sınırlarını ortadan kaldıran,  ahlaki kuralları geçersiz kılacak özelliklere sahip bir yapı. Keza, yerine göre devletlerin milli güvenliğini tehdit edecek boyutlarda, kötü amaçlı kullanılabilecek mecra özelliğine de sahip. Ancak bir yönüyle de önemli bir iletişim aracı. Ticari alanda da kullanılıyor. İyi yönde kullanıldığı zaman da bir çok faydalı kullanım alanlarına sahiptir. Yani iyi amaçlı ya da kötü amaçlı kullanım özelliğine sahip, gününüz teknolojisinin ortaya koyduğu, kendimin de bazılarını kullanmama rağmen, pek de aklımın ermediği bir yapı. İşte bu "sosyal medya denilen, instagram, facebook, X, tiktok gibi bir çok çeşidi olan bu yapıları "sansürlesek de mi kullansak yoksa  sansürlemesek de mi kullansak" diyecek halimiz bile yok. İpi elimizde değil. Tam olarak kapatmak bile imkansız. İpini her ne zaman devlet eline almak için hamle yapsa, ortalık karışıyor. Hatta sadece bizde değil, bu konu başka devletlerde de baş ağrıtan bir konu....Yani "iki ucu da pis" cinsinden...

Geçtiğimiz günlerde instagramın kapatılması, bazılarının hayatında çok büyük boşluklar meydana getirdi. Özellikle gençler büyük tepki gösterdiler. Kapatılmasının haklı gerekçeleri olmasına rağmen, o haklı gerekçeler, sosyal medya bağımlısı gençlerin umurunda bile değildi. Baz kendini bilmez muhaliflerin de kaşımasıyla ve ortalığı bulandırmasıyla ülke gündemini bir hayli meşgul etti. Hele hele yanı başımızda çoluk çocuk katliama uğrarken, kanın  gövdeyi götürdüğü, nerdeyse "soykırımın kanıksandığı" bir ortamda, bazı tv kanallarının birinci gündemi istagramın kapatılması olayının köpürtülmesiydi. 

Günümüzde teknolojik, hukuki, siyasi, ahlaki hatta dini açıdan çözüm bulunması gereken en önemli alan bu olsa gerek. Daha bu işin bir de 'yapay zeka' denilen aşamasından bahsediliyor.... O zaman ortalık daha çok karışacak gibi....

Böyle giderse bu işin patronları dünyayı ele geçirip, kendilerini dünya imparatoru ilan edebilirler.

Selçuklu/Konya

Yazarın Diğer Yazıları