
Anadolu Müslümanlığı Neymiş Meğer!
Kerim Toslak
Bir siyasi liderimiz "Anadolu Müslümanlığı" diye bir kavramdan söz etti. Ben de zannettim ki İslamın Anadolu Coğrafyasında uygulanması, bu coğrafyaya göre yorumlanması şekli de bir kavramdan söz ediyor. Hatta merak ettim bu kavram neyin nesi diye... (Kimsenin fikrine, zikrine, İslam'ı yorumlamasına sözümüz olmaz. Ancak bazı kutsal kavramları kullanırken dikkatli olmaları lazım.)Biraz araştırıp, söz konusu kavramın içini nasıl doldurduklarına bakınca, kastın; kafalarına göre bir din icat etmek olduğunu gördüm.
Daha önce hiç leylek görmeyen Merhum Nasırettin Hoca, yolda bir leylek bulmuş. Almış onu evine götürmüş. Uzun gagası ve bacaklarını beğenmeyip kesip kısaltmış onları. Sonra da yüksekçe bir yere koyup karşısına geçmiş. Yaptığı işten memnun bir şekilde; "Bak şimdi kuşa benzedin" demiş.
Bizim siyasetçimiz de Allah'ın gönderdiği Kur'n-ı Kerim'de haram ve helallerinin bildirildiği, Hz. Peygamber (sav) tarafından yaşanarak öğretilen müslümanlık hoşuna gitmemiş olacak ki kafasına göre hoşuna gitmeyen yerlerini değiştirip, adına da "Anadolu Müslümanlığı" diyor.
Bunların adına "Anadolu Müslümanlığı" dedikleri müslümanlık, haramların helalleştiği, helallerin ve farzların eleştirildiği hatta gericilik olarak nitelendiği bir acayip müslümanlıkmış. Örneğin; Kur'an öğrenmek, başörtüsü takmak, Orta çağ zihniyeti olarak aşağılanırken, yılbaşı gecesi piyango bileti alarak kumar oynamak, birkaç kadeh rakı, şarap içmekte dinen bir mahzur görmeyip, çağdaşlığın gereği olarak gösteriliyor.
Gördüğüm kadarıyla, kendilerine göre haram ve helal, emir ve yasak kuralları belirleyerek yeni bir din icat etmenin derdine düşmüşler.
Öncelikle belirteyim, bu konuda kendileri ilk değil. Tarih boyunca Allah'ın bildirdiği, tevhid esasına dayalı hak dinleri bozup, kafalarına göre değiştirip, din uyduran insanlar gelip geçmiştir. Onları araştırıp incelerse yol yordam öğrenir, başarısına katkı sağlarlar. Mesala, Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen, Musa (as) Tur Dağına gidince altından buzağı heykeli yaparak halkı saptıran Samiri öncülerindendir. Ya da Tarsuslu Aziz Pavlus'u özellikle öneririm.
Roma'da hristiyanlığın yayılmasını bir türlü gerçekleştiremeyen Hz. İsa'nın (as) Havarilerine ve diğer azizlere ders verircesine Hristiyanlığın Roma imparatorluğu içerisinde yayılmasını başarmıs bu zatın yöntemini incelemesinde fayda var. Romalıların beğenmediği, Hristiyanlığın temel kurallarını Romalıların beğeneceği şekilde putperest Roma inançlarıyla değiştirip, onların hayat tarzına uyarlayıp, tevhid esasına dayalı Hz. İsa'nın (as) getirdiği dini, çok tanrılı (baba-oğul-kutsal ruh olarak üçleme dayalı) bir din haline getirmiştir. Hristiyanlığı bugün dünyanın en çok taraftarı olan dini haline getirerek başarılı olmuştur. Ancak öğrettiği din, Allah'ın Hz İsa Aleyhisselam ile gönderdiği din değildir artık.
Taraftar toplayıp, oyunu arttırıp, iktidara gelmek için yeni müslümanlık arayışına girdiyse, verdiğim örnekleri incelemesinde fayda var. Kuracağı dinde rakıyı, kumarı helal kılmak yetmez. Aklına gelen ne kadar Allah'ın haram kıldığı kurallar var ise onları helal kılsın. Emrettiği kuralları da yasaklasın, ortadan kaldırsın. Olmuş iken tam olsun. Kedisine özgü bir isim koysun. Ya da adını taraftarları koyar. Önüne kendi ismini koyup, arkasına bir izim ekledin mi, al sana nur topu gibi yepyeni bir din. İşte o zaman hayalini kurduğu iktidara da getirecek kitlesel büyüklüğe ulaşır. Bence "Müslümanlık" kavramını kullanıp da "din kuruculuğu" ünvanına halel getirmesin.
Selçuklu/Konya