Kerim Küçüksarı

Siyasetten Uzak Duran İmanlı Zeki İnsanları, Siyasetin İçinde Olan Vasat İnsanlar Yönetir!

Kerim Küçüksarı

Aile, insana has bir durumdur. Diğer canlılarda aile kavramından bahsetmek mümkün değildir. Aile ne kadar düzgün olursa toplumun onur, şeref ve şahsiyeti de o derece düzgün olur. Bir toplum ailesinin düzgünlüğü ölçüsünde de yükselir, tersi durumda ise alçalır. İnsanlık, şerefli bir aile içerisinden neşet ederek gelmiştir. 

Bir takım evrimci materyalist aklın iddia ettiği gibi insanlık yarı vahşi bir topluluktan neşet ederek günümüze gelmedi. Onun içindir ki bizim toplumumuzda aile stratejik bir öneme sahiptir. 

Bu gün şeytani akıl, türlü entrikalarla aile kurumunu zayıflatılmaya, bağları koparılmaya, nikâhsız birlikteliklerle aileyi ortadan kaldırılmaya çalışmaktadır. Amaçları cinsiyetsiz, kimliksiz, kişiliksiz, milliyetsiz bir neslin türemesi ve değersizleştirilen bu neslin kolay yönetilebilir olmasıdır.

Aile kurumu, tv dizileri, kadın programları, online ortamlar ve sosyal medya ağları dahil her yönden bombardıman altındadır. Bu kötü gidişata dur diyecek olan yine ailede anne, babalar ve siyaset kurumudur.

Siyaset kurumu da bir aile gibidir.

Toplumu ayakta tutan en küçük yapı nasıl ki ailedir, bu yapının büyüğü ise devlettir. Devletin yönetimini elinde bulunduran ise siyaset kurumudur. 

Nasıl ki aile olmaz ise;

Çocukta ahlak olmaz, saygı olmaz, huzur olmaz ve daha pek çok şey olmaz, 

Siyaset kurumu sağlıklı işletilmez ise;

Toplumda ahlak olmaz, saygı olmaz, adalet olmaz, güven olmaz, düzen ve dürüstlükte olmaz.

Siyaset kurumunun doğru işlemesi ve dünya sahnesinde devletimizin ve milletimizin saygınlığını yeniden kazanması için Türk toplumunun yetiştirdiği imanlı ve en zeki insanlar mühendislik, tıp, gibi teknik alanlara yönlendirilmekten vaz geçilmelidir. Bu çocuklarımız Siyasal Bilgiler, İşletme, İktisat, Hukuk ve İletişim alanlarına yönlendirilmelidir. 

Bu alanlardan yetişen çocuklarımız;

İyi bir yönetici olurlar; dünyanın neresinden gelirse gelsin aslında mavi yakalı olan fakat “kendini beyaz yakalı” hissetmeye çalışan diğer toplumlardan insanları yönetirler. Onların ürettiklerini ve buluşlarını milletin ve memleketin hayrına kullanırlar.

İyi bir hukukçu olarak iyi sözleşmeler üretirler; hem ürün sözleşmesi, hem devletlerarası sözleşmeleri en iyi şekilde hazırlarlar. Ülkesine, milletine ve işletmesine kayıp yaşatmaz, bilerek zarara sokmazlar.

İyi bir iletişimci olarak, iyi reklam, tanıtım ve paketleme yaparlar. Mutlu, mavi yakalıların ürettikleri ürünleri en güzel şekilde paketler, tanıtır, reklamını yapar ve satarlar. Toplumun refah seviyesini artırırlar. Iphone gibi dünyada çok örneği var. İzleyince reklamı, eline alınca kutusu, ürünün kaliteli olduğunu hissettirir! 

Bunun içindir ki siyaset kurumu ve öğretmenlerimiz şapkasını önüne koymalı ve iyi bir karar vermelidir. 

Bu durumu şöyle bir örnekle açıklayayım;

Bizim Ereğli’ hayvancılığı ile meşhurdur ve süt üretiminde Türkiye’de bir numaradır. Bu işletmelerin sahipleri gerek et, gerekse süt hayvanlarını tercih ederken en iyilerini seçerler. Hem süt verimi iyi olsun, hem de et verimi iyi olsun diye. Ahırına alacağı düveleri kupon seçerler kalite eksilmesin diye… Seçilen hayvanlara da iyi bakarlar ki hastalık olmasın, verimi düşmesin diye.

Bir işletme bu kaliteyi ararken, siyaset kurumu neden en iyiyi yetişmiş insanı aramasın?

Aileden başlayan, siyaset kurumu üzerinden devlet yönetimine kadar uzanan yolculukta toplumun en zeki ve çalışkan çocukları Selçuklu İmparatorluğunda Nizamiye Medreselerinde, Osmanlı İmparatorluğunda Enderun Mektebinde eğitilmiş. Ardından siyaset kurumunda, yani devlette iş verilmiş. Cihan devleti olmuşuz!

Bugün bu anlamda aile ve siyaset müessesine her zamankinden daha fazla eğilmeliyiz. İyi eğitimli insanlarımız şayet siyasetten uzak durur ise, onları ve ülkeyi siyasetin içinde olan vasat insanlar yönetir. Gelişmiş devletlerle geride kalan devletlerin arasındaki fark, bir avuç iyi yetişmiş insan farkıdır.

Aile kurumunu yıkmak için ‘iffetsizlik, çıplaklık, cinsiyetsizlik ve sekülerlik’ her ne kadar süslü cümlelerle pompalanıyor olsa da, çocuklarımıza türlü vesilelerle yurtdışı cazip gösterilse de, biz aile ve siyaset kurumuna daha fazla sahip çıkmalıyız. O zaman gençliğimize ve devletimize sahip çıkmış oluruz.

Bu anlamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin başta olmak üzere siyaset mekanizmasını işletenlere ve ailelere bu aşamada çok iş düşüyor.

Bilge lider Aliya İzzet Begoviç’in söylediği gibi “Savaş, harpte yenilince değil, düşmana benzeyince kaybedilir.” 

Yazarın Diğer Yazıları