Kerim Küçüksarı

Sarsılmaz Ruhu İle Şehit İsmail Heniyye'nin Yıkılamaz Mirası

Kerim Küçüksarı

Gazze'nin üzerinde ağır bulutlar arasından sızan ilk ışıklarla birlikte, direnişin yankıları, hiçbir zulme boyun eğmeyen, ancak umudunu yitirmeyen bir topluluğu canlandırıyor. Filistin mücadelesinin kalbine kazınmış cesur yürekler arasında, Şehit İsmail Heniyye, direnişin sadece bir simgesi değil, aynı zamanda bir rehberi olarak öne çıkar. Tahran'da alçakça gerçekleştirilen suikast, Heniyye'nin bedenini alıp götürse de, onun ruhu, davasına olan sarsılmaz bağlılığı ve İsrail zulmüne karşı gösterdiği direnişle, mücadeleye devam eden herkes için bir kılavuz olmaya devam edecektir.

İsmail Heniyye'nin hayatı, zulüm gören bir halkın umutsuzluk denizinde bir fener gibidir. Onun mücadelesi, zulme karşı koyma, özgürlük ve adalet arayışı içinde olanlara ilham verir. Heniyye'nin liderliği altında, Filistin halkı, işgal ve baskıya karşı bir umut ve direniş sembolü olarak tüm dünyada yükselmiştir. Şehit İsmail Heniyye'nin hayatı, her ne kadar sona ermiş olsa da, onun yaktığı özgürlük meşalesi, dünyanın dört bir yanında, Siyonist işgali altındaki toprakları kurtarma mücadelesini sürdüren binlerce insanın elinde yanmaya devam edecektir.

Bu sarsılmaz ruh, İsmail Heniyye'nin yıkılamaz mirasıdır. Onun yaşamı ve şehadeti, zulme uğrayan her insan için bir umut kaynağı, her direnişçi için bir simge ve her adalet arayışındaki yürek için bir cesaret sembolüdür. Şehit Heniyye'nin mirası, okuyan herkesi derinden etkileyen, düşündüren ve bu zulme karşı koyma kararlılığını pekiştiren bir kuvvet olarak yaşamaya devam edecektir. İsmail Heniyye'nin şehadeti, sadece bir ölüm değil, aynı zamanda bir başkaldırışın, bir dirilişin ve umudun ebedi öyküsü olarak asırlar boyu yaşamaya devam edecektir.

Heniyye'nin yaşamı, kuşatma altında kırılamamış, boyun eğdirilememiş bir halkın sertliğini, onurlu duruşunu ve sarsılmaz ruhunu yansıtır. Gazze'nin Al-Shati mülteci kampında doğan Heniyye, çocukluk yaşlarını, her yeni doğan Filistinli gibi, zorluklar içinde geçirmiştir. Ancak bu zorluklar, onu ideallerine ulaşma yolunda yıldıramamış ve yıkılmaz bir iradeye sahip olmasını sağlamıştır. Heniyye'nin Hamas içindeki yükselişi, sadece politik statüde bir yükseliş değil, Filistin davasına derinlemesine bir bağlılık anlamında bir bayraklaşmayı ifade eder.

Heniyye, politik diyalogların karmaşık koridorlarından, durmaksızın saldırıya uğrayan cephelere kadar her cephede mücadele vermiş onurlu bir liderdir. Filistinliler için onur ve işgal edilen topraklarının talebi, uzak bir hayal değil, onun komutası altında şevkle kovalanan somut bir hedeftir. Heniyye'nin hayatı, derin acılar ve sarsılmaz bir imanla noktalanmıştır. Üç oğlu ve dört torununun İsrail'in saldırılarında kaybedilmesi, onun iradesini yıldırmak bir yana, daha da çelikleştirmiştir.

Tahran'daki uğradığı son suikastteki şehadeti bir son değil, tüm dünyaya bir çağrıdır. Bir kez alevlenen direniş ruhunun kolayca söndürülemeyeceğinin bir hatırlatmasıdır. Şehit Heniyye, Gazze'nin fiziksel sınırlarının ötesinde bir miras bırakmıştır. Bu miras, onun yaşadığı ve uğruna öldüğü dava ile uyumlu binlerce, belki milyonlarca insanın kalbinde söndürülemeyecek bir ateşi yatırır.

Onun yaşamı üzerine düşündüğümüzde, Heniyye'nin sadece bir lider değil, Filistin direnişini tanımlayan ölümsüz bir umudun simgesi olduğu da açıkça görülecektir. Onun mirası, tarih kitaplarının sayfalarına sıkıştırılamayacak ve tüm dünyada olduğu gibi Gazze'nin sokaklarında, Filistinlilerin kalplerinde ve özgürlük hayali ile yaşayan sayısız Filistinlinin sesinde yaşayacaktır.

Heniyye'nin yaşamı ve ölümü, bir hayatın sona erebileceğini ancak ideallerin ve davaların nesilleri ve kitleleri harekete geçirebileceğinin gerçeğini gösterir. Heniyye'nin hayatı, sadece bir anı olarak kalmayacak, devam eden özgürlük mücadelesinin, zulme karşı duran herkesin yüreğinde Kudüs gibi, işgal edilmeyen Filistin toprakları gibi yeniden bayraklaşarak büyüyecektir. Heniyye'nin şehadeti, dünya çapında bir yankı uyandırmış ve birçok insanı, Filistinlilerin maruz kaldığı zulme karşı daha bilinçli ve duyarlı hale getirmiştir. Heniyye'nin şehadeti, aynı zamanda, bir ulusun kendi kaderini tayin hakkını savunma konusundaki kararlılığını ve cesaretini de gözler önüne sermiştir.

Şimdi, Heniyye'nin mirası, her yeni gün doğumunda, Gazze'nin sokaklarında, mülteci kamplarında, dünya çapında üniversitelerde, topluluk merkezlerinde ve konferans salonlarında yaşamaya devam edecek. Genç Filistinliler, davasına olan bağlılığından, onun cesaretinden, kararlılığından, fedakârlığından ve onurlu duruşundan ilham alarak, kendi hikayelerini ve mücadelelerini şekillendirecek.
Sonuç olarak, İsmail Heniyye'nin hayatı ve şehadeti, direnişin, fedakârlığın ve umudun bir sembolü olarak kalacaktır. Onun mirası, zulme uğrayan her halk için bir ilham kaynağı olarak, adalet ve özgürlüğün peşinde koşan herkesin yüreğinde yanmaya devam edecektir. Şehit İsmail Heniyye'nin hikâyesi sadece bir adamın hikâyesi değil, bir ulusun, bir toplumun, bir düşüncenin hikayesidir. Bu hikâye, henüz sona ermedi. İsmail Heniyye'nin idealleri, binlerce Heniyye'nin yetişmesine vesile olacak ve dünya çapında Filistinliler, Siyonistlerin işgal ettiği topraklarını geri almak için mücadeleye devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları