
Karakter mi önemlidir, Eğitim Mi?
Kerim Küçüksarı
Karakter ve eğitime ilişkin güzel bir hikâye anlatılır.
Hikâye şöyledir: Bir gün padişah vezirine sormuş?
Eğitim mi önemli karakter mi?
Vezir hemen cevap vermiş: “karakter önemlidir sultanım”
Padişah bunun üzerine memleketin her yanına tellallar göndermiş, kediye tepsi ile servis yapmayı öğreten memleketin “en iyi hayvan eğiticisine” 100 kese altın ödül vereceğini duyurmuş.
Ödülü duyan, memlekette ne kadar “hayvan eğiticisi” varsa saraya gelmiş. Elemeler yapılmış, elemelerden sonra bir kişi “ülkenin en iyi hayvan eğiticisi olarak” padişahın huzuruna çıkarılmış.
Padişah “hayvan eğiticisine” sormuş: “bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?”
“Hayvan eğiticisi” cevap vermiş: “Altı ayda öğretirim padişahım.”
Padişah “hayvan eğiticisine” altı ay müddet vermiş ve aradan altı ay geçmiş, “hayvan eğiticisi” padişahın huzuruna alınmış.
Padişah sormuş: “öğrettin mi?”
“Hayvan eğiticisi” gururla cevap vermiş: “Öğrettim padişahım”
Bunun üzerine padişah saray erkânını bir odaya toplamış. Kapı açılmış, hünerli kedi elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış.
Tam baş vezirin önüne geldiği zaman padişah sormuş: “ey vezir söyle bakalım eğitim mi önemli karakter mi?”
Vezir padişahın sorusuna cevap vermeden önce kaftanının altında hazır tuttuğu fareyi yere bırakmış. Kedi fareyi görünce tepsiyi attığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış.
Altı aylık eğitim boşa gitmiş.
Vezir padişahın sorusuna cevap vermiş: “Önünde bir fare gördüğünde her şeyi unutan bu kedi gibi, karakteri oturmamış insan eline bir fırsat geçtiğinde çıkarının peşinde koşar, dinini bile satar. Eğitim, karakter ile bütünleştiğinde kıymetlidir. Eğitimli fakat karakteri bozuk insanlardan rabbim ülkemizi korusun” demiş.
Eğitim bir sanattır.
İçinde karakter ve şahsiyet inşası yoksa boştur.
İçinde kıymet, hürmet, nimet yoksa boştur.
Eğitim bir sanat olmakla birlikte toplumda sadece öğretmenlerin vazifesi olan, mahdut bir meslek te değildir. Her baba evlâdı için bir eğitimcidir. Her anne bir muallime ve mürebbiyedir.
Çocuğun ailede başlayan eğitim yolculuğu, tedrici olarak anaokulundan, üniversiteye kadar çeşitli eğitim kurumlarından geçer. Algılaması ve anlayışı netleşir, karakteri ve şahsiyeti oturur. Bu eğitim sonunda olgunlaşarak “iyiliği emredip, kötülükten alıkoyan” kıvama erişmiş olması beklenir.
İnsanı kemale erdirmek için bir çabası olmayan eğitim sisteminde yetişen bireyden ise, yüksek karakterli davranışlar beklemek hayal olur. O zaman eğitimle kediye tepsi ile sunum yaptırabilirsiniz belki ama farenin peşinden koşup, etrafı dağıtmasını engelleyemezsiniz!
Ahlaki ve manevi eğitim önceliğinden uzak materyalist eğitim müfredatının dayatıldığı komisyonlar bir gün elbet kaldırılır ve eğitim sistemimiz özüne döner.
Milli Eğitim sistemimizi özüne döndürmek için her daim bir çaba içerisinde olan başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e de Allah güç kuvvet versin. İş zor, yol uzun.