Kerim Küçüksarı

Görünenin Ardındaki Derin Bağlar!

Kerim Küçüksarı

Hayatımızda karşılaştığımız insanları ve olayları yüzeydeki görünüşlerine göre yargılamak, ne yazık ki çoğu zaman alışkanlık haline gelmiştir. Bu yargılar, bizi derinlerde yatan gerçeklerden uzaklaştırır ve bizi birbirimizden ayırır. Ancak bazen, beklenmedik bir anda, bir dize, bir kelime, bize insanın yüreğindeki samimiyeti gösterir ve tüm ön yargılarımızı altüst eder.

Ön Yargıların Ötesinde Bir Şiir

Yıllar önce okuduğum, hayatın boşluğuna vurgu yapan dizeler, beni hep derinden etkilemiştir. Siyasi görüşlerimiz, çoğu zaman bizi bölüp parçalasa da, insanların ruh köklerine işlemiş inanç ve bağlılık duyguları, siyasi etiketlerin çok ötesinde bir gerçekliği barındırır. Farklı düşündüğümüz, hatta ötekileştirdiğimiz insanların dünyasına derinlemesine baktığımızda, Allah ile olan bağlarının, çoğu zaman tahmin edemeyeceğimiz kadar güçlü ve samimi olduğunu görebiliriz. Bu nedenle, hiçbir insanın, başka bir insanın inanç derinliğini yargılama veya ölçme hakkına sahip olmadığını unutmamalıyız. İşte bu şiirde de taş metaforu aracılığıyla, varoluşumuzun ve inancımızın ebedi yönüne yapılan vurgu, farklı siyasi görüşlerden insanların bile nasıl ortak bir inanç noktasında buluşabileceğini göstermektedir:

Taş

Merhametsiz kalpleri sana benzetirler,
Sana dilsiz, sana ruhsuz dediler.
Hâlbuki senindir değirmendeki beste,
Seninle şekil verir ruhuna heykeltıraş.
Sana yanılır dert, sana vurulur baş.
Milyonlarca insanın, milyonlarca sene taptığı taş…
Sütunlarla kemerler, kubbeler senden yapılır.
Senden yapılır Allah’a uzanan merdivenler
Ve Namaz vakti Müslümanlara senden haykırılır.
Günahkâr insanı Allah taş edermiş.
Görmedim ama inanırım.
Hatta bir gün gelecek, gökten yağacaksın sanırım.
Taşlardır beka, taşlardır ebediyet…
Taştan başka tarihe ne bırakmış ki Medeniyet!
Bir gün uzanırsın boylu boyunca Musalla Taşına,
Yine bir taş dikerler başucuna.
Taşlar insanoğluna bekâ...
Üstünde bir tarih
Fatiha
Ve huvel baki…

İdeolojilerin Ötesinde Bir Gerçeklik

Teknoloji çağında doğru bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bir dönemde, yıllarca İslami ya da muhafazakâr bir kesimden olduğunu düşündüğüm şiirin gerçek yazarı, beklenmedik bir şekilde ortaya çıktı. Bu dizelerin sahibi, siyasi düşünceleri nedeniyle uzun yıllar hapis yatan, sonrasında hayatını yurt dışında sürgünde geçiren ve Sofya’da vefat eden eski tüfek bir komünist, Akhisarlı öğretmen ve şair Fahri Erdinç’ti. Bu bilgi, sadece bir kişinin yaşam öyküsünden çok daha fazlasını temsil ediyor; farklı ideolojilere sahip insanların da, bizim düşündüğümüzden çok daha derin ve samimi inanç bağları kurabileceğinin canlı bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.

Topak Kız Kur’an Kursu Ayrıştıran Ve Ötekileştiren Bir Grubun Elinde Ya Da Yönetiminde Olmasın!

Bu bilgi, bana ön yargıların ne kadar da boş ve yersiz olduğunu bir kez daha gösterdi. Çünkü bir insanın siyasi görüşü, onun Allah ile olan bağının derinliğini belirleyemez. İşte bu yüzden, Ereğli'de yıllardır Türkiye derecelerinde hafızlar yetiştiren Topak Kız Kur'an Kursu ve Camii'nin hikâyesi de bu bağlamda fevkalade bir örnektir.

Cumhuriyet Halk Partisi Ereğli İlçe Başkan Yardımcılarından Ahmet Topak ve ailesi tarafından arsası bağışlanmış olan bu kurum, Ereğli'nin Mehmet Akif Mahallesinde yıllardır hafız yetiştirmekte ve Türkiye dereceleri yapmaktadır. Bir siyasi partinin üyesi olmak, o kişinin dini değerlere ve topluma katkıda bulunma biçimini tanımlamamalıdır. Ahmet Topak ve ailesinin bu katkısı, siyasi kimliklerin ötesinde bir inanç birliği ve toplumsal sorumluluk duygusu sergilemektedir. Ahmet Topak bu Kur’an kursunun bugün olduğu gibi herkesi ve her kesimi kucaklayan Diyanet İşleri Başkanlığının gözetim ve denetiminde olmasını istiyor. Bir dönem olduğu gibi ayrıştıran ve ötekileştiren bir grubun elinde ya da yönetiminde olmasını istemiyor.  

Bu bağlamda, toplum olarak farklı düşüncelere sahip bireyleri yargılama eğilimimizi bir kenara bırakmalı ve her insanın iç dünyasında var olan inanç ve iyilik arayışını anlamaya çalışmalıyız. Bizleri birbirimize bağlayan bu ortak değerler üzerinde yoğunlaşarak, dünyevi çıkarlar peşinde koşanların oyunlarını boşa çıkarmak, hem bireysel hem de toplumsal bir görevdir.

Birlik ve Beraberlik Üzerine Düşünceler

Ülkemizin birlik ve beraberliğinin temeli olan bu ortak inanç değerleri, tüm zorluklara rağmen bizi bir arada tutan ve geleceğe güvenle bakmamızı sağlayan en önemli çimentodur. Bu yüzden, birbirimizi anlamaya ve ortak değerlerimiz etrafında kenetlenmeye daha fazla önem verelim. Bunu başardığımızda, farklılıklarımızın zenginlik olduğunu görecek, bu milleti siyasi düşünceler üzerinden kamplaştırmaya çalışanları daha net olarak görecek ve üzerimizde oynanan oyunları da boşa çıkarmış olacağız.

Huzur ve sağlık dolu günler dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları