Kerim Küçüksarı

Gazze Katliamı ve Batı

Kerim Küçüksarı

İsrail, ABD ve Batı’nın Müslüman coğrafyanın kalbinde kurduğu, nükleer bombaları da olan en uç karakoludur. Gazze’yi savunan Hamas’ın Kassam Mücahitleri’nin İsrail’e karşı vermiş olduğu mücadele, ABD ve bütün Batıya yapılmış gibi algılanmaktadır.

Bir takım çevreler kabul etmese de İngiltere güdümünde 1917 yılında başlayan planlı sürecin sonunda İsrail’in kurulması ve Filistin halkının evleri çalınarak yurtlarından edilmesi ile devam eden süreç bir “din savaşıdır”. Bu adamlar inançları gereği “vadedilmiş topraklar” olarak kendilerine sunulan bir düşünceye inanıyorlar. Bu emellerine ulaşmak için de Siyonist Yahudiler, tarihin her kademesinde kendilerine şefkat gösteren Müslümanları katlediyor, Müslümanlara karşı soykırım uyguluyor. 

Medya gücünü de elinde bulunduran eli kanlı katil topluluğu, bugüne kadar uyguladığı zulümleri ve katliamları medya gücü sayesinde bir şekilde örtmeyi başardı. Lakin yeni medya teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte artık mızrak çuvala sığmaz oldu, kendi geliştirdiği teknoloji yine kendini vurdu. Gazze’de savunmasız çocuklara, kadınlara ve yaşlı insanlara yönelik sürdürülen katliamlar yeni medya mecralarından tüm dünyaya duyurulmuş oldu. 

Batının yalanı çöktü, İsrail’in foyası ortaya çıktı. Batı ülkelerinin vatandaşları hükümetlerinden hesap sormaya, katliamların durdurulması için sesini yükseltmeye başladı. ABD ve Avrupa ülkelerinin halkları bugüne kadar görülmemiş kalabalıklar halinde ülkelerinin Gazze halkına karşı tutumu ile İsrail’in katliamlarını protesto etti. Halklarının desteğini alamayan batılı devletlerin yöneticileri, halkları ile ayrıştı, Gazze katliamları ile ilgili çelişkili ve tutarsız beyanatlar vermeye başladı.

Gazze savaşında bir kez daha gördük ki, ABD ve Avrupa ülkeleri, her zaman Müslüman dünyaya dönük saldırılarda İsrail ile tek cephedir. Bu sebeple Batılı devletlerin yöneticileri Müslüman ülkelere karşı hiçbir zaman medeni olamamıştır, olamayacaktır. 

Batının bu tutumuna ve İsrail’in katliamlarına karşılık Müslüman ülkelerin devlet başkanları adeta “etek altında” saklanmaktadır. Minnet borçlu olduğu tarafa karşı sesleri kesilmiştir. Bugün korktukları ölüm, yarın muhakkak onları da çepeçevre kuşatacaktır. 

Lakin bir gerçek daha ortaya çıktı ki bu tablo da çok acı “siyonizmin ele geçiremediği tek kara parçası meğer Gazze’ymiş.”

Bu bir avuç inanan insanı yok etmek için uçak gemileri, savaş teçhizatları, özel eğitimli birlikleri kısaca neleri varsa hepsini bölgeye getirdiler. Ahlaksızca yürüttükleri katliamı, yine kendi içlerinden getirdikleri ahlaksızlara yaptırıyorlar. Katliamlara karşı da Türkiye haricinde yine hiçbir ülkenin sesi çıkmıyor. 

Müslümanların iki kutsalından biri olan Mescid-i Aksa Siyonistler tarafından kapatılmış durumda, diğeri Kabe ise Suudi Arabistan’ın korkak yöneticileri tarafından işgal ediliyor. Kâbe’de, Gazze’li bir avuç Müslümana dua etmek bile yasak. Onun içindir ki Mescid-i Aksa (Kudüs), Kabe (Mekke) ve Medine Müslüman devletlerin atayacağı temsilcilerle bir meclis tarafından yönetilmelidir. 

İsrail’in Gazze’de yürüttüğü korkunç katliam, Müslüman dünyanın yöneticilerini iyice korkutmuş durumdadır. Anlaşılan o ki vahşet arttıkça korku ve caydırıcılık artmaktadır. Hal böyle olunca da İsrail yönetimi, dünyanın her hangi bir yerini bombalasa kimsenin kendilerini durduramayacağına inanmaktadır. 

Siyonistler yüz yıllık emellerine ulaşamadığı için, şayet Gazze’den çıkabilirlerse Gazze’de başlayan bu savaşın genişleme olasılığı çok yüksek. Siyonistler bu kafa ile giderlerse bir gün muhakkak biz Türklerle de karşı karşıya gelecekler. İşte o gün dünyanın kaç bucak olduğunu görecekleri gün olacak.

Siz, hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’a hizmeti, Allah’a ve ahiret gününe inanıp güvenen ve Allah yolunda mücadele (cihad) eden kimsenin yaptığı ile bir mi tutuyorsunuz? Bunlar, Allah katında bir olmazlar. Allah yanlışlar içinde olan topluluğu yola getirmez. (Tevbe Suresi 19. Ayet)
 

Yazarın Diğer Yazıları