
Faiz Ekonomiyi Öldürüyor!
Kerim Küçüksarı
Her geçen yıl hem vatandaşın hem de devletin borcu artıyor. Borçlanma ile birlikte faiz ödemeleri alıp başını gidiyor. Açıklanan verilere göre 2020 yılında vatandaşın borcu 817 milyar lira seviyelerine çıkarken; devletin borcu ise 467,8 milyar TL olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyordu. Devletimiz son yirmi yılda yaklaşık 520 milyar dolar faiz ödemesi yaptı. Bu rakam vergi gelirlerinin beşte biri. Geçtiğimiz yılda merkezi yönetim bütçesi 172,7 milyar lira açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın açıkladığı Hazine Finansman Programı 2021 öngörülerine göre ise 2021 yılında toplam borçlanmanın 618,6 milyar TL olması bekleniyor. Bu borcun geri ödemesi ve faizi var. Tehlike sinyalleri çalıyor.
İsraf ve savurganlık insanları ve devletleri borç batağına sokuyor, uzun vadede ise faiz yükü altında eziyor. Faizli kapitalist sistem çalışmayı, üretmeyi cezalandırırken, zenginliği ödüllendiriyor. Sermaye tekelleri oluşturuyor, küresel sermeyeler ise devletleri yönetiyor. Üreten ve emek faktörü ise önemli kayıplara uğruyor, gelir dağılımında adaletsizliğe neden oluyor. Faizler masrafa yazıldığı için ürün maliyetlerinin içinde görünmüyor, pahalılığa neden oluyor.
Kendi elimizle paranın değerini düşürerek, faizi artırarak, borçlanarak hanelerimizi borç - faiz sarmalı içerisinde mahvetmeyelim. Zincirleme reaksiyon içerisinde sürekli artan borç, borcu alanı batırıyor. Ekonominin doğru yönetilmesi ve borç - faiz sarmalına dini ve milli bir çözüm bulunması şarttır. Onun için devlette ortalama zekânın üzerinde, liyakatli ve inançlı kadroların sayısının artması gerekir.
Oyun kuralına göre oynanır, bu düzenin kuralları budur diyebilirsiniz. Burada şunu sormak gerekir küresel sermayenin oyununu mu oynuyorsunuz, yoksa bir oyun kurucu olarak kitabımız ışığında yeni bir sisteminin kuruluşunu mu yapıyoruz? Arkadaşlar, damarlar tıkanınca vücudun hasta olması gibi kapitalizmin getirdiği faizli sistemde ekonomiyi tıkıyor ve hasta ediyor.
Faizin zararlarını hepimiz biliyoruz ama kısaca hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum;
*Ekonominin temeli kar ve zarardır, faiz riske girmeyen kazançtır. Bu kazançlar uzun dönemde sınıf farklarına ve tekelleşmeye neden olur,
*Faiz borcu, bir sarmal içerisinde zamanla artar, bir mala değil geçen zamana bedel ödersiniz,
* Sermaye, emek ve fikrin karşılığıdır. Faiz ise emeksiz kazançtır. Tembelliğe ve işsizliğin artmasına neden olur,
*Faiz, parayı çoğaltır. Para üretilebilen bir şey olmadığı için faizi verenin elinde çoğalır ve enflasyona neden olur. Alım gücünü düşürür.
*Faizli sistem gelir vergisi sistemi esasına dayanır, halen vergiler nakit olarak ve kârdan alınmaktadır. Kardan alınan vergiler de ürün maliyetlerine yansıtıldığı için dolaylı olarak vatandaşa ödetilir.
Daha da sıralayabiliriz. Oysa ekonomi, eşyanın faydasını artırmaktır. Eşyanın faydasını artırdığı için de insanın emeği ekonomik haklar içerisinde yer alır. Devlet mevcut vergilerle, bir işletmeye sermayesiz büyük ortaktır. Onun için faiz ve vergi yükü vatandaşın sırtından alınmalıdır. Devlette gelirlerini üretime sağladığı katkı içerisinden almalıdır.
Bir kişi ya da bir devlet kendinde olanı değiştirmedikçe Allah onu değiştirecek değildir. Filipinlerden Fas’a kadar Müslüman devletlerin durumu ortadadır! Tüm dünyanın mazlumlarına derman olmaya çalışan milletimizin ve devletimizin, kapitalist sistemin ezdiği insanlara da çare bulması tarihi ve dini misyonudur. Dünya Müslümanlarının zekat/sadakaya tabi mal varlıklarının yaklaşık 40 trilyon dolar olduğunu düşündüğümüzde nasıl bir sistemsizlik ve savrulmuşluğun içinde olduğumuzu siz düşünün!
Rabbimiz dönemin devlet başkanı olan nebisi şahsında tüm Müslüman yöneticilere; Müslümanların Mallarından sadaka almasını, alınacak sadaka ile Müslümanları arındırıp geliştireceğini; Müslümanlara sürekli destek olmasını, yöneticinin desteğinin onları rahatlatacağını buyurmuştur. İnan biri için cahiliye faizi kesin bir şekilde kaldırılmıştır. İslam, Müslüman’a bir duruş, bir çizgi katar onun için “Belli kişiler etrafında kümeleşerek dinlerini bölenlerden olmayalım.”
Faiz almaya, vermeye ve sebep olmaya devam edersek Bakara suresi 279. Ayette belirtildiği gibi kazanma ihtimalinizin dahi olmadığı “Allah ve Resulüyle savaşa girdiğinizi bilin.”