Kerim Küçüksarı

Bu Yıkımı Kelimeler Tarif Edemez!

Kerim Küçüksarı

6 Şubat’ta gerçekleşen büyük depremlerden sonra ilk defa Hatay'ı ziyarete gittik. Hatay’da hava kurşun peltesi gibi ağır, şehir toz ve ceset kokuyor.

O hareketli, cıvıl cıvıl şehir gitmiş, yerine ölüm sessizliğine bürünmüş bir şehir gelmiş. Ürkütücü olan bu sessizliği, az sayıda çalışan iş makinasının gürültüsü bozuyor.

Hatay / Antakya merkezde tarihi çarşıların ve Habibi Neccar Camisinin de olduğu tarihi alanda yaya olarak, yeni yapılaşmaların olduğu alanlarda, arka sokaklar dahil, araçla 2-3 saat dolaştık. Şehirdeki binaların neredeyse tamamı depremden etkilenmiş. Binalar ya ağır hasar almış ya da yıkılmış. Hasarın boyutu çok büyük olunca, şehirde önceki nüfusa kıyasla neredeyse insan yaşamıyor, oturacak ev, alışveriş yapacak dükkan yok. İnsanlar ya vefat etmiş, yada şehri terketmiş, şehir hayalet şehir gibi...

Gerek eski yapıların olduğu mahallerde, gerekse yeni yerleşim alanlarında depremin verdiği yıkım çok fazla, ana arterlerde molozlar temizlenmiş, arka ve ara sokaklarda enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Polis ve askerimiz enkazların arasında nöbet tutmaya devam ediyor.
 
Geçen zamana karşın tablo hala çok ağır, bu şehri yeniden imar etmeye öyle bir iki yıl yetmez... Yaklaşık 250 bin binanın enkazının kaldırılması gerektiği düşünüldüğünde, 6 Şubat depreminden bugüne yapılan çalışmaları ve kat edilen mesafeyi görünce, şehrin imarı en az 5 yıl sürer.

Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin

Şehirde kalan az sayıda vatandaşımız çadır kentlerde ve tamamlanan prefabrik konutlarda kalıyor. Diğer tarafta STK'lar AFAD, Kızılay, belediyeler konteyner kentler kuruyor, yine STK'lar vatandaşa su, yemek ve sair ihtiyaç maddeleri dağıtıyor. 
Devletimiz de milletimiz de elini Hatay’ın üzerinden çekmemiş, çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

Hatay'da hayat durmuş, yok,
Hatay'da ticaret yok,
Hatay'da insan yok,
Daha doğrusu Hatay diye bir şehir yok diyebiliriz.

Tüm deprem bölgelerinde olduğu gibi önce ticari alanlar, sanayi, çarşı canlandırılmalı, ticari hareketlilik sağlanmalıdır. Ardından konutlar peyder pey yapılır. Çalışan, kazanan insan konutunu zaten kendiside yaptırır.

Bütün bu dehşet veren alanları görünce, Kur’an-ı Kerim’de geçmiş kavimlerin hayatını okumadan geçemiyor insan. 
Kasas suresi 58. ayatte Yüce Rabbimiz “Biz refahından şımarmış nice şehri helak etmişizdir. İşte kendilerinden sonra içinde az oturulabilen evleri! Onlara biz mirasçı olmuşuzdur”, 59. ayette ise “Rabbin, kendilerine ayetlerimizi tilavet eden (okuyup aktaran) bir elçiyi şehirlerin merkezine gönderinceye kadar o şehirleri helak ediciler değildik. (Zaten) biz halkı zalim olan şehirlerden başkasını da helak ediciler değildik” buyuruyor.

Mevlam, ağır imtihanlardan bizi, neslimizi, ülkemizi ve milletimizi muhafaza eylesin.

 

Yazarın Diğer Yazıları