Kerim Küçüksarı

Bu Ülke Bizim! Önlemleri Vaktinde Alalım!

Kerim Küçüksarı

Daima ileriyi düşünen, ülkenin aydınlık yarınları ve geleceği için çalışıp çabalayan dürüst yöneticilerimiz her dönemde oldu ve olmaya devam edecek. Ülkesinin geleceğini düşünen bu insanların ülkemizdeki tabloyu mercek altına aldığına ve iyileştirme için gerekli adımları atacağına inanıyoruz.

Eğitimden adalet sistemine, ekonomiden sağlık sistemine kadar bir dizi meselenin çok hızlı çözüme kavuşturulması gerekir ki ülkenin gerginliği azalsın, insanlar birbirine selam verir hale gelsin.

Eğitim sistemine baktığımızda bugün ebeveynler çocuklarının yarınlarından endişeli! Çocuklarımızın iyi bir fen eğitiminin yanında, iyi bir de din eğitimine ihtiyacı var. Ahlak, eğitimden ticarete, sanayiden akademiye ve bürokrasiye kadar hemen hemen her kademede ciddi erozyona uğramış vaziyette. Çocuklarımızın arasında deizm almış başını gidiyor. Allah inançları şüphelerle dolu. Çocuklar stres yüklü ve kendi geleceklerinden endişeli. Sınavlara hazırlanmaktan gençlikleri heba oluyor. Hayatlarının en güzel dönemleri araştırma yaparak, ülkenin coğrafi ve tarihi bölgelerini keşfederek, hatta yılda bir defa yurtdışında bir ülkeye giderek geçmesi gerekirken evde sınavlara çalışarak geçiyor. Okul dersleri yetmiyor ya da öğretmenler yetersiz ki okul haricinde özel dersler alınıyor. Harala gürele sınavlara çalışılıyor. Gençliğimizin büyük çoğunluğu öyle bir haldeki “tost yiyor, test çözüyor”. Bu gençlerle konuştuğumuzda büyük çoğunluğu bugün bir başka ülkeye gitmenin planlarını yapıyor. 

Okullarımızda başta öğretmenlerimizden başlamak üzere milli bilinç düzeyinin yükselmesine ihtiyacımız var. Öğretmenler odasında, hükümeti eleştirinceye, arsa, araba, gayrimenkul alım satımı konuşuluncaya kadar çocuklarımızın geleceğe hazırlanması için atılması gereken adımların konuşulmasına ihtiyacımız var. Sahi bu çocukların endişesi sadece eğitim mi? Yoksa tüm dünyaya erişim sağlayıp diğer ülkelerin gençleri ile kendilerini kıyaslamaları mı? Ülkede aradığını bulan ve yeterli imkânlara sahip olan gençlerin, fantezi olsun diye başka ülkeye gitme sevdası mı?

Çarşı Pazar ve Ev Kiraları Ateş Pahası

Ülkemiz ekonomik olarak zor günlerden geçiyor. Çarşı – pazarda, markette satılan ürünlerin fiyatları o kadar hızlı değişiyor ki çalışanlar fiyat etiketlerini değiştirmeye yetişemiyor. Kiralar o kadar pahalı ki asgari ücretle geçinen insanların başını sokacak bir ev bulmaları imkânsızlaşıyor. Bir ev bulsa bile hayat o kadar pahalı hale geldi ki Türk Lirasının değeri düştükçe düşüyor, alım gücünü kaybeden insanlarımızın suni teneffüs yapacak hali yok! Bir şeyler yiyip içecek. Hele bir de çocukları varda okuyorsa! 11 bin TL maaşla bunları nasıl yapacak, Allah bu şartlarda yaşayan binlerce insana sabır versin. Bırakın anne babalarını çocukların hayallerini öldürmüş oluyoruz.
Daha önce bir yazımda ifade etmiştim zam yarışının önüne geçmek istiyorsak zamları bir kenara bırakmak ve asgari ücreti 2000 TL’ye düşürmek gerekir. Paranın alım gücü olmadıktan sonra, asgari ücreti 20 bin TL’de yapsan bir şey değişmez. 

Arabalara Tavan Ücreti Getirmek Sorunları Çözmeyecek Güveni Alıp Götürecek.

Farazi olarak bugün benim yeni bir araba aldım, modifiye ettim, araca 60-70 bin Liralık ses sistemi taktırdım, jantları iç döşemeleri değiştirdim, modifiye masrafım 200 bin Lirayı buldu. Arabanın değeri kendiliğinden yükseldi. Bu arabayı sıfırından daha yükseğe satamazsın mı diyeceğiz!? Yasak getirip ceza mı yazacağız! Araba piyasası bu kadar bozuksa şayet yasak getirerek bir şey çözülmez! Altarnatif çözüm üreterek sorunlar çözülür ancak. Tabi bu işi kartellere vermemek şartı ile, Avrupa’dan ikinci el araç getirmenin önündeki engeli kaldırın bakalım, araba fiyatları ne oluyor. Bırakın ikinci el aracı sıfır araçların bile fiyatları düşmek zorunda kalır. Türkiye’de aylarca çalışıp arabanın jantını alacak para biriktiremeyen gençlerin, Avrupa’da olduğu gibi 3-4 ay çalışınca iyi bir araba aldığını bir düşünün! Bu genç ülkesinden gitmek ister mi? Bütün yaşananların arkasında elbette ki “dış güçler” var, ülkemizin gelişmesinin önündeki en büyük engel! Bu ülke bizim! Önlemleri vaktinde alalım! Ahlak çöker, güven kaybolursa telafi etmesi yıllar alır.

Netice itibari ile çocuklarımızın ev araba alma hayalleri bile kalmadı neredeyse, ahlak yerlerde, denetim yok diyebiliriz. A’dan Z’ye her şeyin fiyatı almış başını gidiyor. Rahmetli Erbakan Hocamın 54. Hükümette yaptığı gibi “hazinedeki delikleri kapatamazsanız.” İstediğin kadar vergi koy, zam getir kaçakların önünü kapatmazsan yine de olmaz. Ah Erbakan Hocam ah, (Allah rahmetiyle muamele eylesin) bir yıl Başbakanlık yaptın bu millet büyümeyi gördü, yaşasaydın da bu ülkeye 10’sene Başkanlık yapsaydın, neler olurdu hayal edemiyorum! İşte o zaman “Almanya bizi kıskanırdı” ama bunu biliyorum :)

Yazarın Diğer Yazıları