
Başlarken…
İsmail Detseli
Çalıştığım kurumdan 1994 yılının onuncu ayında emekli olmuştum. Arkadaşlarımın çoğu ile görüştükçe “Yahu ne yapıyorsun evde boş boş… Kahvede birkaç arkadaş toplanıyoruz sen de aramıza katıl senin sohbetinin iyi olduğunu biliyoruz” derlerdi.
Nedense benim hiç öyle yerlerde gözüm yoktu. Aslında içimde bir kültür ateşi vardı ama bir türlü alev almıyor meydana çıkmıyordu. Yazdığım şiirleri o yılların Konya’da yaygın TV kültür programlarına evden telefonla katılıp oralarda kendimi tanıtmaya çalışıyordum. Bu da epey rağbet görüyordu. Programlara davet edilmeye ve hatta canlı olarak da rahmetli Sefa Odabaşı ağabeyim, rahmetli Yalçın Dikilitaş kardeşim, rahmetli İsmail Topaloğlu hocam ve Allah sağlıklı ömürler versin Recai Kıcıkoğlu ağabeyim, Saim Sakaoğlu hocam ve daha ismini hatırlayamadığım yapımcı kardeşlerimle TV’de konuşmalarım ve şiir okumalarım oluyordu.
Bu hevesle 2004 yılında Rampalı Çarşı’da grafik tasarım işleri yapan yeğenim Tahir Çorlu’nun teşviki ve Ahmet Arı kardeşimin sayfa düzenlemesi ile ilk şiir kitabım Gönülden Dile Dilden Kaleme adıyla okuyucuya ulaşıyordu.
Bu zaman zarfında eskiden beri tanışıklığımız olan gazetenin o günkü sahipleri Celalettin Boyalı ve Yusuf Gürbüz dostlarla olan muhabbetimizi Mustafa Güden kardeşimle pekiştirmiştik. Ayrıca Hakimiyet gazetesi yazı işleri müdürü olan sevgili Mehmet Ali Köseoğlu ve Ahmet Aka’nın da desteği ile şiirlerim Hakimiyet’te bazen de Konya Postası gazetesinde yayınlanmaya başlamıştı. İşte Ahmet Arı kardeşim ve hemşerimiz olan Hakimiyet gazetesi yazı işleri müdürü Mustafa Uğurlu ile de Lalebahçe’de seksenli yıllarda güzel komşuluk yaptığımız yine komşu köylümüz Botsalı Ekrem Güneydere Hoca ve muhtereme merhume eşi Zeynep Hanım kardeşimizin kızı kızlarımla kapı karşı komşu olarak büyüdüler. Mustafa’nın Aliye Hanım ile evlenmesi bizim dostluğu akrabalık derecesine taşıdı.
2004 yılının güz aylarıydı. Mutad yazılarım Memleket gazetesinde yayınlanmaya başladı. Annesi köylümüz olan gazetenin yazı işleri müdürü Hakkı Biçer, bir ziyaretimde kendisine şiirlerimi takdim ettiğimde “Abi, sen bize yazı yaz, senin yazılarına ihtiyacımız var” demişti. Korkarak yazdım. Bir iki üç derken haftada dört gün yazmaya başladım. Hafta sonu Pazar yazılarımda öyküler, masallar ve hatırlarım ilgiyle takip edildi. Daha sonra kitap oldu bu yazılar. Hakkı kardeşime editoryal destekleri için her zaman müteşekkirim.
Çoktandır yazılarıma ara vermiştim. Mustafa ile Ramazan öncesi bir sohbette “Abi yazılarını görmüyorum yazmayı bıraktın mı?” dedi. “Yazmıyorum Mustafa, gönül yorgun” deyince “Olmaz abi senin yazman lazım bu Konya, öyle yorgunluğu filan kabul etmez” deyince beni tekrar cesaretlendirdi.
O gün eve geldim bari Ramazan manisi yazayım dedim. Yazdığım günlük manileri Mustafa’ya gönderdim. Mustafa, “İsmail Abi sana bir sürprizim var, seni yarın gazetemiz elemanı arayacak. Onunla yirmi seneden fazla dostluğunuz varmış bekle gör” dedi.
Ertesi gün telefonuma baktım whatsaptan uzunca bir mesaj gelmiş.
Samimi dost Ahmet Arı’dan, yazı ile ilgili gelen bu mesajla irkildim ve Ahmet kardeşim eskiden de tanışık olunca benden daha fazla kültürel yazılar talep etmeye başladı dostluğun verdiği muhabbet ile mecburen olur dedik.
Daha önceleri gazetelerinde yazılarımızı yayınlayan dostlara teşekkür ediyor, helallik diliyorum. Biraz da burada yazalım bakalım ömür ve zekâmız buna ne kadar müsaade eder.
Ahmet Arı kardeşim yaklaşık 25 yıldır bu sektörün içinde çalışmakta olup Hakimiyet gazetesinde sayfa düzenlemesi yapıyor olması beni çok memnun etti. Hayırlara vesile olur inşallah. Hayırlı huzurlu bereketli Ramazanlar dilerim.