Modern korkaklar demokrasi katilleri-4
İrfan Kılıçarslan
GEÇEN HAFTADAN DEVAM
Sayın Devlet Bahçeli Beyinde ifade ettiği gibi: “A.Y.M. (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı); sancılı ve sakat kararlar alıyor” sözü doğrudur.
Sayın A.Y.M. Başkanı: Avrupa İnsan Hakları AHİM’i baz alıp yeni kararlar mı ihdas etmeli, Türk Milleti’nin tarihinden süzülüp gelen kanunlarını baz alıp Türk Milleti’nin vicdanını mı dinlemeli?
A.Y.M.’nin yapısı, üyelikleri, anlayışı, işleyişinin yapılandırılmasından-yenilendirilmesinden yana olduğumu ifade etmek isterim. Sivil Anayasa yazılmalıdır.
Demokrasi kesişlerinin, demokrat katillerin, bazı özelliklerini beyan etmek sanırım daha tatminkar olacaktır.
a) Silahlı ve emniyet güçlerini tatmin ve razı etmek
b) Doktrinlerle (rejimlerle) beslenmek, korunmak. Ortadoğu’da birbirine benzemeyen rejimlerin, aynı Arap halkların fırka-fırka bölünerek, ayrı-ayrı rejimlerle tepeden inmeler despotların yönetimlerde yer bulup, inmek istemeyişleri.
c) Kendilerini ve saliklerini kutsamak, dokunulmazlık zırhına sarılmak. Kuvvet ve saltanatlıkları tutundukları bağlarla kaimdir. Bırakmak istemiyorlar.
Partisi, doktrin zayıf olan diktatör; milli iradeden korkar, demokrasiden kaçar. Örgütü güçlü değil ise özdeşleştirmek, algı yönetimlerine, dinbezirgancıklarına vb. sarılır. Biz deki tek parti yönetim biçimleri veya açık oy, gizli sayım seçim bildirgeleri gibi...
Ortadoğu devletlerindeki militarist hırslarla, krallıklar ve şeyhliklerle yönetilen halk yönetimleri bu tarz usullerdir.
Yöneticilerin halklarına yararlı olabilmeleri için: Demokratik şeffaf, tutarlı, geri dönüşümlü (hesap verilebilirli) olmak, özü-sözü doğru, gönlünde hiyanet olmayan kimseler olması gerek.
Gönül dağı yıkılmış dirilişten eser kalmayan tabiatı dürüst olmayan yöneticilerin yönetiminde (kentinde) mutluluktan paye yoktur. Ümit bağlarsan pişmanlık yaşarsın.
Öte taraftan: Bir şehrin güvenliği önceliklerle kanunlarla ve ihtiyatla sağlanır. Yöneticilik uyanık olmayı gerekli kılar. Uyanık olur, tedbirlerini alırsan; düşmanlarını şevkini kırar, düşmanlarını dize getirirsin. Böylece, yönetimin altındakileri korumakla rahat ettirmiş olursun.
İhmalkar yöneticiler ise hem kendilerini hem de yönetimlerini tehlikeye sokarlar. Dolayısıyla bir taraftan kendi sonlarını hazırlarken (ihmalkarlıkları nedeniyle) halklarını (yönetimi altındakileri) de, tehlikeye atarlar.
Bir şeyi bir şehri iki şey mahveder (kahreder).
a) Zulüm, b) İhmal
Zulüm: Yaklaşmakta olan alevli ateşe benzer. Yakınına varanı yakar.
Doğru işletilen kanunlar ise suya benzer.
Akıllı devlet adamı ise ne ülkesini ateşe atar, ne de düşmanı itfaiyeci yapar.
Yangın su ile söndürülür. Lakin yangın çıkaran kendi milletinden ise, bir taraftan onun hesabını (cezasını verirken) görür; diğer taraftan, o ele ateşi veren (düşman) zihniyetler belirlenir.
“Zulüm ile abad olunmaz” atasözü hala altın değerini muhafaza etmekte.
Zulüm ile idare olunan memleketler küçülür, züğürtleşir, ufalanır, çoraklaşır.
Suyun akmakta olduğu yerde bereket olur. Canlılık olur. Birisi bolluğun simgesi, diğeri darlığın simgesidir. Korkaklık ise başarısızlığın, güvensizliğin simgesidir, kaçıp gitmekle ün salmışlardır.
C.H.P.lileri, bir takım siyasi manevralarıyla siyasi oyunlarla bazı kazanımlar elde ettiler.
Türkiye’nin batı illerinde oylarını artırdılar. Birçok belediyeleri aldılar. Belediye seçimlerinin – belediye başkanlıklarını aldılar. Lakin; aynı partinin (CHP), aynı parti yönetimi Türkiye’nin gözünden düşmekte, halkın nazarında irtifa kaybına uğramaktalar. DEVAMI HAFTAYA