
YEREL SİYASET
Hakkı Balcı
Onlar yörede arzın merkezidir… Bütün siyasi mülahazalar, atraksiyonlar o isimler üzerinde cereyan eder…
‘Er-Rızku ala'llâh…’ amma…
Gelin görün ki!
Vesile olduklarını unutup rızık dağıtıcılığına soyunurlar…
Atamalar, tayinler, işten çıkarılanlar, işe alınacaklar, imtiyazlar, hep onların onayına maruz…
Satırlarımdan kimse kişisel yorumlar çıkarıp amacıma ters mülahazalar yapmasın zira bir yarar getirmeyeceği kanaatindeyim…
Tespitlerim yakın tarihle sınırlı değildir… En az 40 yıllık yerel hafıza ile sabit tecrübelerin tezahürüdür…
Dolayısı ile bireysel ölçme ve kontrol ile fiili durumlarını kontrol eden yerel siyasetçiler adavet duygusundan arınmış bir tavır ile okusunlar…
Üst satırlarda işaret ettiğim kavramların içini nasıl doldurduklarına bakarak öz eleştiri yapmaktan imtina etmesinler… Yararlarınadır… Öteki dünyalarına da fayda sağlayacaktır… Hayat çok kısa… İktidarların ve nimetlerinin ömrü ise rüya kadar kısa…
Siyaset; iktidara gelme, iktidarı kullanma, iktidar üzerinden hayatın idari, siyasi, ekonomik, kültürel boyutlarını düzenleme, ülke ve toplum idaresi kavramları etrafında döner…
Döner dönmesine ancak; döndüren ana unsur ise insandır… Dürüst olmayan, ilkesiz, adaletsiz, liyakatsiz ve toplum tarafından sevilmeyen muhteremlerin sadece nicelikleri üzerinden yapılan değerlendirmelerle merkezi atamalarla belirlenmesi bir sürü adaletsizliği, çıkar ilişkilerini de beraberinde getiriyor…
Diğer acı gerçek ise; yerel teşkilatların dizaynında seçmenin iradesini hiçe sayarak, siyasetteki beklentilerine cevap verecek kuklaları iş başına getiren merkezi güçlerin varlığıdır… Bugün yerel siyaset ve teşkilatlar, il ve payitaht iradesine esir, emir kulu niteliği taşıyorsa bunun tek sebebi vardır… Oda; bu milleti hiçe sayan bir siyasi anlayışın hâkim olmasıdır…
Varsayalım teşkilatların belirlenmesinde merkezi erk belirgin seçici rol alsın… Varsayalım bunu hukuki zeminlere oturtarak yapsınlar…
Yapsınlar ama hiç olmazsa; dürüst, toplum tarafından kabul görecek, siyaseti, iktidar gücünü bir sürü imtiyazlının çıkarlarına hizmet eden araç olarak görmeyen, Allah korkusu olan, utanma duygusu olan liyakat sahibi insan ve kadrolardan yapsınlar…
Öğretmen, doktor, bürokrat, bilim adamı, akademisyen, savcı, hakim ve titri olan yüzlerce kariyerin ilkokulu ite kaka bitirmiş parti temsilcilerinin tasarruflarına mahkûm edilmelerini asla kabul etmiyorum…
Merkezi güç, siyasi geleceğini garanti altına almak isteyen milletvekilleri, ya da bir üst parti teşkilatları tarafından zırhlandırılmış teşkilat başkanlarının iki dudağının arasına sıkıştırılmış bilim adamı, doktor, öğretmen bu topluma ne kadar faydalı olabilir ki?
Toplumsal değeri bulunmayan hiç kimse, feriştahta olsa benim nezdim de değersizdir… Yüzlerce gencin iş bulabilmek için yerel siyasetçinin yanında görünmesine vesile olan, pragmatik karakter gençlik yaratan bu sistemi, gençlerimizin iş için yalvarışlarından haz duyan siyaseti, siyasetçiyi babamın oğlu olsa kökten reddediyorum…
Merkezi faydacıların kendi çıkarları için belirledikleri isim ve kadroların yerel siyasette oynadıkları rollerin insan unsurundan dolayı hiç inanmadığım demokrasinin ilkokulu, kılcal damarı olabileceğine asla inanmıyorum…
Hülasası;
Ülkemizin geleceğinde rol alan iktidar ve muhalefetin merkezi iradeleri; teşkilatlarda görev alacak kişileri, kadroları belirlerken toplumsal değeri olan, ilçesine, iline, ülkesine, milletine hizmeti gaye edinmiş dürüst, feraset sahibi, liyakatli insanlardan oluşmasına azami özen göstermeliler…
‘Ahlaki amacı’ olmayan yerel siyasete ve siyasetçiye zemin hazırlayan merkezi güçler artık yerel ölçekte adaleti sağlayabilecek, mahalli hizmetleri, en adil şekilde halka dağıtabilecek nitelikteki şahısları kılı kırk yararak bulmalı ve hukuk kuralları içerisinde görevler tevdi etmelidir…
Bu ülke artık ahbap çavuş ilişkileri ile yönetilemiyor…
Vebaldir…
Seçimler ve sonuçları asla kimseyi gerçek hesap gününde kurtaramayacaktır…
GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ
‘Yalancı, imtiyazcı, şerefsiz, dalkavuk, emir kulu siyasetçiye sırtınızı dönün gidin…’