Hakkı Balcı

Yavan siyaset...

Hakkı Balcı

Ülkemiz siyaseti bu dönemde hem AK Parti hem de CHP’de ayrılıklara şahit oluyor.

Dünde aynı şeyler olmuştu kısaca hatırlayalım.

Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir Paşa ve Rauf Orbay gibi isimlerin CHF’sından Atatürk’ün partisinden ayrılarak kurdukları Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile başı çeken ilk ayrılıkçı isimlerdi.

Türkiye CHP tarafından tek parti rejimi ile idare edilirken İsmet İnönü’nün çok partili hayata geçişe direnci yetmemiş Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan partiden ihraç etmek zorunda kalmış. Celal Bayar ise istifasını vermiş ve böylece kurulan Demokrat Parti Türk siyaset tarihinin önemli mihenk taşlarından olmuştu.

Milli görüş ve MSP tabanlı Refah Partisi ise 28 Şubat zulmüne maruz kalıp kapatılınca, kurulan Fazilet partisi’de aynı Akibete uğramış ve yollar Saadet Partisi ve Ak parti olarak ikiye ayrılmıştı.

Bu fötr şapkayla 6 kere gittim 7 kere geldim diyen siyasi tarihimizin en önemli figürlerinden Süleyman Demirel’de partisinden kopuşları engelleyememiş Ferruh Bozbeyli ve Yüksel Menderes’in başını çektiği ayrılıkçılar Demokrat Partiyi kurmuşlardı.

Bu kopuşlar bana göre hasbi yanları olduğu kadar hesabi gerekçelere de dayalıydı.

Dolayısı ile doğan yeni partilerin bir kısmı siyasi hayatımızda önemli değişikliklere sebep olmak, önem arzetmekle birlikte bir kısmı hezeyandan ileri gidemedi.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’da bu kervanda hasbi niyetlerle yer alan bir lider olarak tanımlıyor ve ayırıyorum.

En taze ayrılıklar; Ali Babacan’ın  Kurduğu Deva partisi, Ahmet Davutoğlu Gelecek Partisi ile Ak Partiden kopuşlar... Beyhude çabalar bunlar...

CHP’den Muharrem İnce’de, inceden inceye ayrılıyor. Muharrem ince SHP, CHP ayrışmasında yaşananları bekliyorsa yanılıyor.

Öncelikle kişisel düşüncemi belirtmeliyim;

Gel sen bilikte yıllarca siyaset yap, aynı sofralarda ekmeği bölüş, kahramanlıklar yap sonra size kimlik kazandıran partilerinize liderlerinize muhalif olun.

Türk milletinin tiniyetine ters orantılıdır bu eylemler. Kabullenmesi güçtür.

Hangi meşrepten olursa olsun Bütün ayrılıkların özünde hiç bitmeyen hizip ve hasetin olduğu kanaatindeyim.

Sokaktaki vatandaşın görüşü de bu minvalde..

Diğer yandan konjonktür güçlü bir siyasi partinin ve oluşumuna engel.

Bir tarafta liderliği tartışılmaz hale gelmiş alternatifsiz İsim Recep Tayyip Erdoğan,

Diğer tarafta 12 seçim kaybedip parti içerisinde hiç seçim kaybetmeyen karşısına çıkan adayları silip süpüren Kemal Kılıçdaroğlu varken;

Yeni partilerin taban oluşturamayacağını düşünüyorum.

Bütün siyasetçiler adalete dem vurur demokrasi havarisi kesilir ama bir türlü parti içi demokrasiyi gerçekleştirmezler.

Bunu başaramayanlar ülkede demokrasiyi nasıl verimli kılar , adaleti nasıl sağlar doğrusu bu yavan bir durum.

Tutmaz bu iş...

Allah birlikte yola çıktığı dostlarına kazık atan insanların cümlesinden muhafaza etsin.

Yazarın Diğer Yazıları