Hakkı Balcı

Vaat, Enaniyet, Siyaset

Hakkı Balcı

5 0cak 1994 günü…
20 bin Seydişehirli sefere çıkar gibiydi…
Kimi özel araçları kimide komitenin temin ettiği araçlarla Konya-Ankara yolunu boydan boya kaplamıştı…
Bugün komik gibi görünen o gün kutlu yürüyüştü…
Sevgili kardeşim İdris Tosun ile Kanal 2000 televizyonunda hemen hemen her gün yaptığımız ‘Markaj’ isimli canlı programların ardından oluşan bu öfke; cidden vilayet olabilmek için miydi?
Yoksa; Milletvekili Ali Günaydın’ın “Beyşehir’de yaptığı konuşmada “etrafımızda aç kurtlar var” sözüne alınganlık gösterip politikacıların reaktif sözlerine karşı oluşan mantıklı bir tepki miydi?
Aradan geçen 21 yılın ardından bugün; o gün ki tepkinin vilayet olabilmekten ziyade aslında; siyaset ve siyasetçinin verdiği vaatlerin yada seçim stratejileri doğrultusunda ağızlarından çıkan sözlere tepki olduğu görülebiliyor…
Başbakan Yardımcısı Necmettin Cevheri’ye Ankara-Adana-Kona makasını dar eden tepki; mikro milliyetçi provokasyonların tezahürü gibi görünse de özü itibari ile siyasetçiye öfkenin sonucuydu…
Necmettin Cevheri’ye; Helikopter ile geldiği alanda “bize söz verme Seydişehir’i vilayet yaptığınıza dair belge ver” derken de bu güvensizliği 20 bin kişilik seda ile haykırmıştı...
Peki, vaat eden sadece politikacı mı? Atananlar vaatlerde bulunmuyorlar mı?
Daha dün bu ilçeden bol keseden atan, Seydişehir’e gelmiş geçmiş kaymakamların içerisinde makamını müptezelleştiren tek kaymakam olarak tarihe geçen bir kaymakam gelip geçmedi mi?
Kaim-i Makam efendi, yetim, şehit yakını, engelli yaşlılarla verdiği fotoların arasına sıkıştırdığı vaatlerin hangi birisini gerçekleştirdi…
Sahi gücü neydi Kaymakam Tuncay Sonel’in? Babasının parası mıydı harcadığı? Reklam kokan haber aralarında gizlenen enaniyetini görmezden geleceğimizi mi zannetti?
Sosyal Yardımlaşmanın devlete ait paralarını hangi alanlarda çarçur etti? Rabin hood lakabı ile kaim-i makamı sulandırmaktan ve geriye yüzlerce küslük, kırgınlık, sahtelik, samimiyetsizlikten başka ne bıraktı?
Hani sevgili dostu, arkadaşı büyük müteahhit Osman Bakırcı Kütüphane yapacaktı? Hani Engellilere hastane yapacaktı?
Geride bıraktığı bir tek eser söyleyin desem medyaya sunulan senaryosu önceden yazılmış fotoğraflardan başka ne gösterilebilir?
İzbe fukara odasında insanlardan, kurumlardan yüzsüzlükle elde ettiği cep telefonları ve bilgisayarları fakir fukara çocuğu ile fotoğraf makinelerine poz verip kendi çektiği fotoğrafları facebook ve twitter sayfasından yayınlayan ancak aynı evin, aynı fukaranın buzdolabının tamtakır olduğunu bildiği halde görmezden gelen iğrençlikten geriye ne kaldı?
Seydişehirli engellilere fayda sağlayacağı gerekçesi ile Almanya’nın soğuk suratlı katedral, kilise, meydan fotoğraflarını facebook sayfasında yayınlamaktan başka işe yaramayan zafiyetinin eseri birkaç kişinin Seydişehirli engellilere ne faydası oldu sevgili Robin hood?
1 Kasım seçimleri öncesinde partilerin verdikleri vaatlere bile taş çıkartan vaatlerde bulunan, peygamber yerine koyup gönderdiğiniz efendiden geriye sahi ne kaldı?
Bütün bunların hesabını bu dünyada gücüm yettiğince sordum ama öteki dünyada ki hesabım; seni götürecek olan zebanilerin elinden alıp yakana yapışacak şekilde olur inşallah…
Vallahi acıyorum bu devlete de, millete de… Bandırma’ya da…
Beni buraya kadar getiren aslında;
Bu günlerde televizyonu açar açmaz gözüme takılan, gönlüme asla nüfus edemeyen parti vaatleridir… Onları ve taahhütlerini asla ve asla ciddiye almıyorum… İnanmıyorum…
Hülasası;
Yırtılan hep Deli Bekir’in donu… Düzen hep siz, düzülen biz…
1994 yılında yaptığımız 20 bin kişilik yürüyüş sonunda aramızdan yaklaşık 15 kişilik temsilci seçilmiş ve Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile görüşmeye gitmiştik…
Sayın Çiller bizi allayıp, pullayıp, sizin vekiliniz benim hadi gidin diyerek gazımızı alışının ardından ATV muhabiri bayanın sorduğu soruya şu cevabı vermiştim;
“Milletvekilleri bu milletin temsilcileridir… Ağızlarından çıkan sözlere dikkat etmelidirler… Bugün buraya 20 bin kişiyi getiren, bu milletle alay eden anlayıştır…”
Yıl 2015 hala değişeni yok Türkiye’nin… yalan, yalan, yalan…
Kim bu millete yalan söylüyor, kandırıyor ve hakkını yiyorsa Rabbim onların gücünü zayi etsin…
GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gider.
C. Brund

Yazarın Diğer Yazıları