Hakkı Balcı

Tavuk, Yumurta

Hakkı Balcı

Köşe yazınızda kelama döktüğünüz konu her neyse; doğal olarak olumlu yada olumsuz eleştirilere muhatapsınız demektir…
Dolayısı ile tepkilerin hangi kişi, çevre, yada kurumlardan geleceğini bilir, gardınızı ona göre alırsınız… Ve son noktayı koyduktan sonra yazının tashihini yapar okuyucu gözüyle tekrar okuyup yayınlarsınız..
Hâsılı, diyorlar ki!
“Abi, termal tesisten tut, hastaneye, yere atılan çöpe, çekirdeğe kadar yazıyorsun iyi de bu yazdıklarını muhataplar kaleye alıyorlar mı?” 
Doğru soru…
Bende diyorum ki!
“Muhatapların, söz konusu ettiğim memleket meselelerine yaklaşım biçimleri, aldıkları ücreti helal ettirmeleri, vicdanları ve çapları ile doğru orantılıdır…”
Dolayısı ile kaleye alıp almadıklarına aldırmıyorum… Bendeniz meselelerimizi ve muhataplarını kaleye alıp yazıyorum… Herkes işini yapmalı… Doğru yapmalı…  Bende onu yapıyorum…
Öyle “ben yazdım yaptılar…” gibi sığ, aferin bekleyici bir yanım yok… Kendimi ispat etme gibi bir derdim de yok…
Yazarlığım boyunca yazdıklarımdan tek kuruşluk bir kazanç beklemeyen, yaptığı bu işi arka plansız, sosyal sorumluluğu gereği yapan Rabbin rızasından ayrılmamaya gayret gösteren bir gayretkeşiz Elhamdülillah… El ne derse desin…
Dolayısı ile tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan olur kafa yormuyorum… İşimi yapıyorum… Adaletli bir şekilde ve gücümün yettiği kadar yerel gerçekleri kamuoyu ile paylaşmaya gayret ediyorum…
Mesela, dedim ki! ADI HAFİF SANAYİ OLUNCA İLGİDE HAFİF Mesela, dedim ki! TÜKÜRÜN, BABANIZIN UŞAĞI VAR…   Mesela, dedim ki! TERMAL GÜME GİTMESİN…                  Mesela, dedim ki! BAĞARASI, HIRS, VAHŞİ KAPİTALİZM… Mesela, dedim ki! BİTMEYEN İNŞAAT VE YOKLAR HASTANESİ                                                                                                                                                                      Mesela, dedim ki! HASTANEDE DOKTOR ‘YA YOK, YA TEK…’
Ve daha yüzlercesi…
Hazır hastaneden ve doktordan bahsetmişken; Yoklar hastanesine bir nöroloji uzmanımız, bir de Kadın Doğum Uzmanımız atanmış hoş gelmişler diyorum sebep olanlardan Allah razı olsun…
Ancak Beyin cerrahi polikliniği kısa süre sonra boşalıyor… Bölgedeki hastalar ve Seydişehirliler tarafından mesleği ve kişiliği açısından çok sevilen Beyin ve sinir Cerrahı Dr. Mehmet Hüseyin AKGÜL gidiyor
Beyşehir’den gelen Pratisyen doktor desteği geçtiğimiz günlerde sekteye uğradı… Cildiyeci hala yok… Göğüs doktoru yok… Yok oğlu yok…
Netice itibari ile ben bir yazarım… Görevimi yapar, yazarım…
Konunun muhatapları ne yaparsa yapsın… Yakalarına yapışacak değiliz… Vicdanları ve çaplarına havale eder geçer gideriz…
İyi de kim bu muhataplar?
Hastane yetkililerinin resmi prosedürleri yerine getirdiği eksik doktor taleplerini yaptıkları hatta kişisel gayretlerinin üst seviyede olduğu kanaatindeyim
Ülke gerçeklerinden hareket edersek birinci muhatap elbette hem merkezi hem de yerel siyasi iradedir… Hastaneye gelen doktorların atanmasında ne kadar fayda sağlayıcılar bilmiyorum ama eksikliklerin kesin muhataplarıdır…
Peki, tek muhatap onlar mı?
Asla hayır…
Doğrusu ilçenin Kaim-i Makamı, Şehrü-l Emini olmak üzere; yaklaşık 2 bin işçinin sendikası, memur sendikaları…
4 bine yakın esnafın bağlı bulunduğu esnaf odaları, diğer sivil toplum kuruluşları ve seçimden seçime oy peşinde gördüğümüz siyasi partilerimizin değerli temsilcileri, emir kulu gazetecileri bu ahvalden sorumlu değiller mi?
Yükü ve suçu iktidar partisine ve yerel temsilcilerine atmak yetiyor mu? Sorunu çözüyor mu?
Vurdumduymazlık, bana necilik hastaneyi ve hastaları kurtarıyor mu? Termal tesisler ve diğer sorunlarımızın çözülmesinde katkı sağlıyor mu?
Vicdanlar rahat mı?
Rahatsa bizimde diyeceğimiz yok?
Yumurtamı tavuktan olur tavuk mu yumurtadan bakmayız yazar geçeriz…
Hülasası;
Yazdık ve geçtik…
Vicdanımız rahat…
Amaç Rabbin rızasını almak…
Gerisi laf-ı güzaf…
GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ
“Düşen bir çığda hiç bir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz…” (Oscar Wilde)

Yazarın Diğer Yazıları