Hakkı Balcı

Sucusu bucusu yok bu işin…

Hakkı Balcı

Kaos ortamında birkaç kelam etmek isterseniz ve birde kargaşaya taşradan yorum yaparsanız sıfatlandırmalar hazırdır… Hele ki Gezi parkı olaylarına dair ağzınızdan çıkan kelam hangi tarafın nefsine hitap etmiyorsa o kesime göre hainsiniz… Şucu yada bucusunuz…
Gerçekçi ve dürüst olmanın bedeli olarak böylesi yaftalamalarına hep maruz kalmış bir kişi oldum hep… Dolayısı ile çokta umurumda değil… Şucusu bucusu yok bu işin… Sebebi mucibesi ortadadır… Hepimiz aynı geminin yolcularıyız… Millet iradesi ve vatana karınca misali katkıda bulanmaktır tek hedef…
Doğrusu; başlangıçta masum, çevreci, ağaçsever bir eylem olarak başlayan ve gece yarısı operasyonuna maruz kalan gençleri sonuna kadar destekleyip iktidar ülfetine iyi geldi demeyi arzulardım…
Gelin görün ki! Yirmi beş güne yaklaşan olaylar sinsilesi sağduyu sahibi ülke insanını derinden yaralayan gelişmelere sahne olmuştur… Şiddetin şiddetini artırdığı her gün, ilçemizde yapılan gezi protestolarının masumiyetini bile kökünden baltalayacak niteliktedir…
Sadece Ankara’da yapılan şiddete dayalı eylemlerde; 132 resmi ve özel işyeri, 71 banka binası ve ATM cihazı… 74 sivil ve polis otosu, 30 toplu taşım ve Belso aracı… 4 itfaiye, 231sinyalizasyon-aydınlatma ve trafik sistemi, 117 reklam panosu ve otobüs durakları ile 75 noktada 193 Mobese kamerasının yakılıp, yıkılıp kırıldığı dikkate alınırsa neyin masumiyetini öncelikli hale getirebilirim ki!
Varın İstanbul’da süregelen şiddet bilançosunu siz hayal edin… 600’e yakın polisin yaralanması yakından tanıdığım bir komiserin kurşunla yaralanarak hala yoğun bakımda olması ise cabası… Bütün bunlara nasıl umursuz kalınabilir ki! Kalırım diyen varsa; isminin başına ve sonuna sıfat koymaktan asla kaçınmam…
Seydişehir’den emperyalist ülkelerin yada uluslararası komplocuların ülkemizde uygulamaya koydukları parçalama senaryolarına dem vurum ahkam kesecek değilim ancak; serçe büyüklüğünde beyni olanlar bile okumak şöyle dursun, televizyon ekranlara bakarak bu tehlikenin farkına varabilir…
Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in "Bizdeki muhalefet iktidarın düşmesi için vatanın düşmesine razıdır…" sözünün cuk oturduğu muhalefet anlayışını sokaktaki vatandaşların ezici çoğunluğunda farklı üsluplarla duyabiliyorsunuz… Bu ne acı bir gerçek!
İpinin ucu Türkiye düşmanlarının elinde bulunan hainlerin sözde Amerikan düşmanı görünüp Amerikan hükümeti ve medyası ile aynı dili konuşmaları ve şiddet eylemlerini düşmanlarımıza jurnalleyenleri görmek, okumak ne büyük zul sağduyu sahibi ülkem insanına…
İçimizi burkan bütün bu kötü tabloya rağmen hangi kimlik altında olursa olsun, keşke şiddete başvurmadan, hukuka uygun ve demokratik biçimde eylemlerine devam etselerdi… Hoş görülebilecek ve hatta başarılıda olabileceklerdi…
Gelin görün ki! Her zamanki hayalperestlikleriyle yaptıkları eylemlerle milletin iradesini gaspetmeye kalkışmışlardır…
Öyleyse!
Kimse buna müsaade etmemelidir… Bendeniz birey olarak müsaade etmediğimi beyan edebilme adına köşemden üzerime karınca misali vazife kıldım bu acı meseleyi… Milletin iradesi ve bekamız için sağduyu sahibi bütün vatandaşlarımız bu sorumluğu bulundukları alan içerisinde canlı tutmalıdırlar.
Öyleyse!
Eylemcilerin, gençlerin ve vatandaşların samimi duygularının arkasına saklanarak kendi ideolojik hedeflerini gerçekleştirmek için kargaşa çıkaran polise, devlete, halka, esnafa, cana, mala zarar verenleri görmezden gelip hesap sormayan yetkilileri şimdiden namert ilan ediyorum…
Oldubittiye getirilerek gemiyi batırmaya yeltenenlere müsaade etmeyin…
Bu ülkenin yapı taşlarında emek, gözyaşı, şüheda ve fedakârlıklar vardır…
Öyleyse!
Verin Cezalarını…

Yazarın Diğer Yazıları