
SEÇİM ANALİZLERİ…
Hakkı Balcı
Hiç bitmeyecekmiş gibiydi…
Entrika, çark, desise, kahır, sitem, şikâyet, manipülasyon, iftira gibi insani olmayan bilumum mukabele yöntemi vardı… Neyse ki bitti ve felaha erdik…
Kendi partililerinin ekmeğine hatta hayatına kastedecek iğrençlikte uydurma dosyaları… Harici tetikçilerle tezviratı… Ego’su tavan yapmış, şehrin yarısı yansa hırsından “hayvah…” bile demeyecek kadar melankolik bir vakıaya şahit oldu şehir…
Seçim sath-ı mailine girildiği ana kadar bütün değerleri tarumar edilmiş, Adaleti gurup emrinde mahkûm, kalkınması firari, partisi purti olmuş bir enkazdı hasılı; AK Parti… Adayı Mehmet Tutal…
Sisteme entegre, belirsizliklere gebe, yarıdan fazlası terk-i diyar, özü baki, sözü siyasi, Ak Parti’ye hami, Devlet Bahçeli’ye tabi, muammalar partisi Abdulkadir Çat gibi bireysel potansiyeli olan bir adayı elinin tersiyle iten Beka kalesi MHP… Adayı Mehmet Tutal…
Küskünler ordusu, öfke yumağı İYİ’si:Türk, Partisi:Kozmopolit apar topar kurulmuş bir ilçe ve iddialı bir çıkış, kelamun lübbü; İYİ Parti… Adayı; Muammer Urhan
Türkiyenin ilk ilçe adayı, dünü ülkücü bugünü solcu tabanda kabul gören sandıkta red yiyen beyefendi bir aday hummalı ve samimi bir çalışma, spekülasyonsuz, dedikodudan uzak şaha kalkmayı uman CHP… Adayı: Mehmet Katlav
Ve tek başına bir adam… Adayım dedi beş yıldır diyorum dedi… Madem öyle ben gidiyorum dedi… Kendime güveniyorum kimse kusura bakmasın dedi… Bendeniz; Abdulkadir Çat dedi… “Çat, çat, çat…” sesi geldi…
İşte böylesine taşların tamamının yerinden oynadığı bir zemini vardı Seydişehir’de yerel seçimin… Oynaktı…
AK Parti adayı Mehmet Tutal ihtiras yüklü bir iç muhalefetin ayak oyunlarına vakur, kendinden emin savunma refleksleri geliştirmekten başını kaşıyamıyordu… Sosyal medya, şirnek kesim, müfettiş, Payitaht, adliye, fetö, bank asya, Osman ladin, din, iman, farz, sünnet, imam, cemaat, koku, ahbeseyn ve daha bir çok art niyetli salvoların hedefiydi… Ve bugün bir önceki belediye başkanlarının da önemli katkısının bulunduğu Seydişehir’in geleceği niteliğinde’ki Termal yatırımını doğru devam ettirdi…
Robin hood bile uslu durmadı… Mazlumların sembolüya Robin Hood, sorumluluk alanında iktidar nimetlerinden sonsuz yararlanıp popüler kalabilirken, Seydişehir’de rolü bu seçimde Tutal’ı indirmek üzerineydi… Balıkesir’den attığı twittlerle kendisini fetöcü ilan eden ve tutuklanan emekli asker kişinin Bandırma kaymakamlığına yakınlığını kamuoyuna bahsetmedi bile…
Mehmet Tutal kim ne derse desin çalışkan bir adam… Kamuoyuna bu gerçeği anlatamadı bile… İktidar olmanın sağladığı bütün argümanları rantabl kullandı… Bütün engellemelere rağmen seçim sürecini özellikle son dilimlerinde iyi götürdü…
Rakibi Abdulkadir Çat’tı, adaylığını koyduğu ve ilk basın toplantısını yaptığı günlerde toplumun bütün katmanlarından teveccüh görmüştü.. Zeminin kayganlığı, taşların yerinden oynaması en çok O’nun işine yaramıştı… Toplumun bütün katmanlarından mübalağasız yüzde 60’a varan bir teveccühün adresiydi… Gel gelelim ne yaptığını bilen duruş sahibi adaşı, siyasetin duayeni merhumun mahdumu, Kutun’u, yusuf’u eski dostları ve kayıtsız şartsız gönülden destekleyenleri vardı… Vardı ama daha dün kılıcını salladığı partisinden ayrılıp bugün Tutal düşmanlığı üzerine kurulu bir tertibin de arasındaydı… Püf dese sakal, pöfff dese bıyıktı…
Mehmet Katlav CHPnin kalesi Seydişehir’de sosyal demokratları bir araya getirip extra oylarla başkan olmayı çok istedi ama durum ortada… Üzüleceğin bir şey yok derim çünkü: Şehir Katlav’ı tanıdı Katlav’da şehiri… Yolun açık olsun Mehmet abi… Seçimin galipleri sizlersiniz…
Muammer Urhan, iki dönem belediye başkanlığı yapmış özgüveni fazla İYİ Parti ile beraber ama üç hilalde buluşmayı bekleyen istikrarlı bir ülkücü… Aldığı oyu hak etmedi… Aradım nasip Hakkı dedi ve hakka teslim oldu… Yolun açık olsun Muammer abi…
Hasılı; adaylarımızın hepsi nitelikli şehri yönetecek liyakatte isim ve karakterlerdi ancak birisi seçilecekti… Seçildi ve Mehmet Tutal ikinci dönem belediye başkanlığını yapmayı hakkeden üçüncü Belediye başkanımız olarak seçilmişti…
Bu seçim bütün yönleri ile sayfalarca yoruma gebe…. Seçmenin mesajını iyi okumak gerektiği kanaatindeyim…
Hülasası;
ANA HATLARI İLE DEDİ Kİ SEÇMEN;
Sürü psikolojisi artık geçer akçe değildir … Siyasi otoriteler bundan böyle istediğimizi ilçenin başına dikeriz diyemez… Partilerinizi kabile, cemaat mantığıyla yönetemeyin… 80 milyonu temel erdemler üzerine kucaklayıp sevin…
Dipsel, derin ve görünmeyen girift ilişkilerden uzak olun… İnsani ilişkilere önem verin…
Hiçbir icraatta dedikoduya mahal verecek bir usulle gerçekleştirmeyin… Şeffaf olun… Muhalefeti adaletli yapın… Rekabet kültürünü medeni ölçülerde geliştirin…
Bir dedikoduya maruz bırakıldıysanız ya da bir yolsuzluk, usulsüzlük kem söz duyduysanız ilk ağızdan öğrenin bize doğruyu nakledin… Tetikçilerle duyurmayın…
Payitaht merkezli tercihlere artık kanmayız… Koyun değiliz… Bizi ciddiye alın… Yok saymayın…
Dokuz sütuna manşet haberlerde yer alarak Seydişehir’e ses bize nefes olamazsınız…Billboardlar da basında, sosyal medya da abartılı gösterişlerin; fazla ışığın insanı körleştirdiği gerçeğiyle eşdeğer mübalağada olduğunu bilin…
Tevazuu ilke edinin ama sıçrama tahtası olarak kullanmayın… Gerçekten samimi ve gerçekten Mütevazı olun…
Cemil Meriç’in dediği gibi “Bu memlekette Sağcı-Solcu, İlerici-Gerici yoktur… Bu memlekette Namuslular ve Namussuzlar vardır…”
GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ
“Kibirden uzak olun ve unutmayın BEDEN ZAFER KAZANMAZ…”