Hakkı Balcı

ONMAZSINIZ SİZ…

Hakkı Balcı

Elhamdülillah…

Muhakeme, mizan gibi kavramlar hiçbir yazımda muvazene kaybına uğramadı ama itiraf etmeliyim ki, zaman zaman fren sistemimde muhtelif arızalar nüksedebiliyor…

Hidrolik seviyesinde düşme, muşur çıkması gibi arızaları hemen tamir edip frene basabiliyorum ama balatalarda veya fren merkez sisteminde meydana gelebilecek arızalarda; düşen pedalı kaldırmam güç oluyor ve makalemin son harfine kadar frensiz gidiyorum…

Proleter yanımın depreştiği ve yine frenlerin tutmadığı bir gün…

İş başvurusu mülakatında engelli çocuğa ‘sevgilin var mı?’ diye soran, merhameti; göbek kordonunun dama atılan kısmında kalmışı yetmezmiş gibi birde tokatçı çıktı ortaya… Hem de ilk vukuatı değil…

Rızkının peşindeki insanların maruz kaldığı bu insanlık dışı muameleleri insanlığımın hiçbir yerine konduramıyorum… Yatacak yeriniz yok sizin… Ne hakkınız var evli barklı insana tokat atmaya

Şirin görünmeye çalıştığınız sahipleri yanıltarak işten attırdığınız o babanın ve engelli kadrosundan iş başvurusu yapan mağdura ‘sevgilin var mı?’ sorusunu sorabilecek kadar alçalan siz beddualarla yaşayacaksınız… Ve bir gün yalnızlıklar içerisinde öleceksiniz… 

Kamuda durum farklı mı?

Bayan çalışanına sedye ile fayans taşıttır… Çalışma esnasında başına fayans düşsün… Olayın tek suçlusu fayanslar olsun… Yaralı acısı ile cebelleşirken sen suç unsurları fayans ve sedyeyi yok etmekle meşgul ol… Rızkı peşindeki bayan işçinin nörolojik tedaviye maruz kalan başını görme… Uyarıma kadar ilgilenme, arayıp sorma… Sonra da tutulan iş kazası raporunu iptal et kurtulduk sevincini yaşa

Emin olun kurtulamayacaksınız… İptal ettirdiğiniz iş kazası raporu ve işten çıkartılırım korkusu yaşattığınız anne yüreğinin suskunluğu sizi bu dünyada kurtaracak belki ama öteki dünya da asla kurtaramayacak…  

İşte böyle bir anda “alo” dedim Ali Saylam ağabeye…

Medet ya Ali abi; benim frenlerde sorun var bugün yine… Sus de bana susayım… Sustuğum anda ilahi adaletin niye sustun sorusuna cevap veremeyeceğimi bile bile sustur beni…”

Diyafon açık ve derinden bir ses “Hakkı abiiii, madem bu konu yordu seni geç siyasete… Üst perdeden yerel siyaseti yaz…”

Bak gari sen şu işe sanki bu konu pek hafif… Senin elin değse yeter diyerek yaptığın sanatsal çalışmalar bazen bir pano, bir duvar ve bir camda değer bulup sahibine paralar kazandırabiliyor…

Elin değse yetiyor biliyorum amma gövdemle girdiğim meseleler, kalbimle döktüğüm sözcükler kifayetsiz kalıyor… Duyarsızlıklar, imansızlıklar kol gezerken merhamet ve insanlık mancınıklarda Ali’m… Yazsan olmuyor yazmasan hiç olmuyor…

Diyorsun ki Ali’m geç siyasete üst perdeden yerel siyaseti yaz…

Deyon deyon da; golayısa gel gendin yaz

Perdesi mi kalmış yerel siyasetin Ali’m…

Bırak aydınlığın içeriye girmesini engelleyen güneşliklere dokunmayı tül perdesine bile dokunsan; merhameti mancınıklayanlar tül perde ile güneşlik arasına istifledikleri bütün kötülükleri de aynı yöntemle pervasızca fırlatıveriyorlar…

Yaz deyon da alim, yazamayon işte… Yazdırmayollar…

Daktilolar yüzsüz, ahlaksız, müfteri artık…

A tuşuna bassan Z okunuyor…

A’yı Z okuyan az önce okuduğu Z’yi D’ye çeviriveriyor…

Yok Ali’m yok daktilosu bozuklar çoğaldı, yazıyı ellere yazdırıyor…

Seni kırmayayın hocamın oğlu… Az bulunur cinsten, şahsına münhasır gözel Ali’m dıkıcıkta olsa bir şeyler yazayın deyon ammaaa gel gelelim yazmak istemeyom…

Hülasası;

Beni bilin sen Ali’m… Sayılarla işim olmaz.… Yazılarımı gözümülen gözleyon, kalbim ile derleyon ve elimilen yazıyon… Varsın o ecimillet daktiloyla yazsın yetmedi ellere yazdırsın…

Gözümüzle görmeye, kalbimizle tasdiğe, dilimizle ikrara ve elimizle yazmaya devam Ali’m…

Amma velakin bugün yazmak istemeyon Ali’m…

Üç Aliler geldi birden aklıma…

Eyi ki gecenin bu vaktinde iki Ali bi Fatih’siniz…

Eyi ki Kel Ali (Cellat Ali), Eyi ki Kılıç Ali, Eyi ki Necip Ali… Eyi ki Üç Aliler divanı değilsiniz…

Divanınız dost divanı…

Ya üç Aliler olsaydı…

Şükür, çok şükür…

Şükür hep şükür Ali’m

Bu arada susturabildin mi beni Ali Saylam Abi?

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

"Radyonun içinde insan var zannederdik çocukken... Açıp da bakasım var şimdilerde... İnsan dışına çıkmış, insanlık içinde kalmış sanki..." [hb]

Yazarın Diğer Yazıları