Hakkı Balcı

Kısa bir siyasi değerlendirme...

Hakkı Balcı

Aktif siyasete düzgün adamlar girmiyor’ görüşü beyan edilir zaman zaman...

Bu mülahaza elbette ‘siyasetin içindekiler topyekün kötüdür’ gibi bir sonucu doğurmaz ancak siyasetin düzgün adamlara ihtiyacı olduğu da aynı İle vaki bir durumdur...

Biliyorum, gerçekleşmesi mümkün olmayan ideal siyasetten söz ediyorum ama belirtmeliyim...

Çünkü; siyaset yolu İle bilgi ve birikimlerini milleti ve ülkesine aktarmak isteyen nice değerler var ama çeşitli manipülasyonlarla o çemberin dışında tutulduklarına şahit olmayanımız yoktur...

Bunun yerel anlamda en bariz örneği; o dönemki hakim eşrafın şehrimize belediye başkan adayı olması için davet etmesine rağmen Mahmut Esat Seydişehiri’nin karşısına başka bir eşraf tarafından çıkartılan ‘gısrağın Hüseyin’ lakaplı vasıfsız bir adayın tercih edilmesi olayıdır...

Bu olay Mahmut Esat gibi bir değerimizi kaybetmemize sebep olmuştur.

Partilerin içine çöreklenmiş güçlü ve ayrıcalıklı gurupların oligarşik yönetimi maalesef siyasete enerji harcamadan girenlerin değer bulduğu, siyaset anlayışını hakim kılmış ve siyasi yozlaşmayı da beraberinde getirmiştir.

Bu yöntem; sonuç olarak emir kulu pragmatik karakterleri siyasette hep güçlü kılmıştır...

Bu yüzdendir ki, tenzih ile  belirtiyorum sokaklar, yükünü tamamlamış artık varlığı ve yokluğu bir değer ifade etmeyen güya siyasetçilerle doludur...

Çünkü idealist ve donanımlı değillerdir... Dönemin ya boşluk dolduranı ya da faydacı tayfalarıdır...

Dolayısı İle, ilkeli insanların partilerdeki oligarşik yapı karşısında sağır ve dilsiz kalması nasıl mümkün değilse; siyaset vitrininde kalıcı olmaları da o kadar mümkün değildir...

Bu gerçek değişmeden parti içi demokrasi ve liyakat müessesine dikkat edilmeden; ülke yönetimine aday partilerin bu yapıları İle ülke demokrasisine katkı sağlayacaklarına kesinlikle inanmıyorum...

Hülasası;

İyi adam olmak iyi de birader, riski çok...’ hele siyasette...

TECRÜBELER... (oportünistler)

Adı ne olursa olsun, ister baskın, ister muhtıra, ister militarist, ister post modern darbe, ister e-muhtıra, veya kalkışma...

Gencecik fidanları ‘bir soldan bir sağdan astık’ diyebilmek için darağacına götürüldüler...

Geriye bitmeyen binlerce mağduriyet, onulmaz acılar bıraktılar.

Yaşatılan acılardan ise en çok mağdur edebiyatı yapan dönemin pısırığı oportünistler yararlandı...

Analar evlat acısı üzerine ağıtlar yaparken bunlar durumu çok iyi kullandılar...

Devletin bütün kademelerinde hem egolarını hem ceplerini tatmin ettiler...

Darbelerin gerçek mağdurlarının mağduriyetleri baki ama edebiyatını yapanlar doymadılar...

Makam, mevki, beytülmal, babaların malıydı, sanki bu imtiyazlıların...

Hele birde Müslümanlık taslamaları var ya,

Hele birde burunlarından kıl aldırtmayışları var ya;

Siz kerameti kendinizdenmiş gibi göre durun

Allah her şeyi görendir...

Yazarın Diğer Yazıları