
Karla İmtihanımız…
Hakkı Balcı
Sonbahar da bir damla yağmura hasretti memleket… Kuraklık dillerimize pelesenk oldu… Bazen içten, bazen de sesli yakardık Rab’be…
Öyle ya..!
Duasız olsak Rabbim bize değer vermezdi ki…(Du'ânız (ibâdetiniz) olmadıktan sonra Rabbim sizi ne yapsın? Furkan 77)
Ve aralığın sonuyla düştü rahmet…
Çünkü ‘O’ El-Vehhap sıfatı ile çok bağışlayan, sonsuz ve sınırsız nimetlerinden yarattıklarını istifade ettirendi... Devamlı nimet Veren, her zaman her yerde ve her şeyi daima bol bol, karşılıksız verendi..
Amma velâkin!
Bir metrelik kar yükünün altında nasıl da eziliverdik… Dünya coğrafyasının kan yağan sokaklarını, misket bombalarının, kimyasal silahların sicim olup döküldüğü gökyüzünün kızıllığını nasılda unutuverdik… Kolayca… Vefasızca… Nankörce…
Efendim bildiğiniz üzere; 2012 yılından bu yana düşmeyen kar düştü şehrimize… Yağdı, tükenmeden, bir daha yağdı elhamdülillah…
Sokakları gezdim… Kar çalışmalarını, iş makinelerinin hummalı çalışmalarını, açılan açılmayan yolları gözlemledim… Belediyeye serzenişleri dinledim… Teşekkür edenleri gördüm… Bu arada yedi gündür sokağa çıkamayan akülü sandalyeye bağımlı kızımın hapsini bizzat yaşadım…
“Karlar tutukladı özgürlüğümü/Soğuk üşüttü gönlümü… diyerek çaresizliğini haykıran “Sabret, şükret, seyret…” diyerek teslimiyetini dillendiren engelli kardeşim Muhammed Uzun’un yüreğini okudum facebook sayfasından…
Hal böyleyken; kar çalışmalarına gösterilen feveranı doğrusugüçlük çekiyorum… Hani, cidden çalışılmasa, boş veren bir anlayış olsa; vallahi billahi en büyük feveranı ben çıkaracağım… Sivri dilimi kar kürüme makinesi gibi kullanıp kürüyeceğim belediyeyi ama cidden sabırsızız…
Bilenler bilir… Her kar yağışında Belediye başkanlarına veryansın edilir… Bu serzeniş ve şikâyetlerden çalışmalarına şahit olduğum son 30 yılın bütün belediye başkanları payını almıştır… Sorun bana göre şehir ve mahalle sakinlerinin hepsinin hizmeti anında istemesinden kaynaklanmaktadır… Muhammet Uzun kardeşin dediği gibi biraz sabır…
Belediye yetkilileri de bütün ekiplerini zaman ve öncelikler göz önünde bulundurarak senkronizasyonu iyi sağlamalı ve şikâyetlerden asla rahatsız olmamalıdır… Kar temizliği için açılan telefonlar ciddiye alınmalıdır… Hizmetin geç gitmesi ya da gitmemesinin birinci sebebi kargaşa ve organize olamamaktır…
Bize, yani vatandaşa gelince kapımızın önünden yüz gram karı süpürmekten aciziz… Adam sabahın köründe kardan araba olmuş üzerime üzerime geliyor… İnanın arabasının ön camında baca deliği genişliğinde bir yer açmış trafikte seyrediyor… Sonrada belediyenin kar çalışmalarına atıfta bulunuyoruz… Belediyeyi savunma psikolojisi aramayın cümlelerimde ama doğrusu bu belirtmek zorundayım…
Kudüs gezimde Müslüman, Hristiyan ve Musevi mahallerini gezdim… Alışveriş yaptım… İtiraf edeyim en pis, hijyenden uzak dükkânlar bizimkilerde, yani Müslümanlarda… Söylediğim zaman da adres hazır; “Yahudi belediye bize hizmet vermiyor…” Be kardeşim hadi diyelim Kudüs’ün yahudi belediyesi sana zulmediyor insan10 metrekarelik dükkân zeminini hiç süpürülmez mi?
Hülasası;
Seydişehir Belediyesi bilinçli temizlenmemiş sokaklar varsa; müdahale edip hizmeti eksiksiz yapma gayretinde olmalı ayrıca birlikte yaşadığı halkı, kapısının önünü süpürmeye özendirecek projeler üretip imece ruhunu geliştirmeli…
Mesela; bütün işyerlerine basit ama kullanışlı plastik kürekler dağıtarak insanların rızkını kazandığı kendine ait işyerinin önünü temizlemeye özendirmeli…
GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ…
'Hep şükür, çok şükür...'
"Bir Allah dostu 'nasılsınız' sorusuna her defasında "şükürden âciz" cevabını verirmiş... Hikmetini sormuşlar verdiği cevap; "Ettiğim şükür, aldığım nefese yetmiyor..."