Hakkı Balcı

DEVLET SUÇLU BİZ CENNETLİĞİZ...

Hakkı Balcı

Bir ülkede; geçim sıkıntısı, gelir adaletsizliği gibi eşitsizlikler ve buna bağlı intiharlar varsa; birinci sorumluluk elbette siyasal iktidarındır...

Günahı, vebali; başta ‘O’ ülkeyi yönetenlerindir...

Demokrasi; bu gerçeğe muhalefet etme fırsatı da verir... Feveran edilebilir...

Bu durum iktidarı zayıflatma argümanı olarakta kullanılabilir... Zira, siyaset ve muhalefet kurumu zaten böylesi durumlar için vardır..,

Ancak, sıkılmadan, utanarak soralım kendimize;

Bugün; kaç kişiye patron yok “Allah versin kardeşim çık çık çık...” dedik, farkında mıyız?

Komşumuzdan haberdar mıyız?

Olanlara selam olsun ama neden en yüksek nida faydasız, tuzu kuru kifayetsizlerden çıkar anlamam...

Ne kadar samimiyiz?

Kendi sahtekarlığımıza kılıf yaptığımız manşet dramlarına gözümüz fal taşı gibi açılırken; dibimizde yaşanan dramlara ne kadar kör, ölümlere ne kadar sağırız?

Körleşmiş, sağırlaşmış ve politik hezeyanların esiri olmuş ağızlardan...

Bütün güzel kavramların içini boşaltıp bencilliklerini dolduran, birbirine güvenmeyen, birey olamamış fertlerden, köhnemiş mutasyon zihinlerden değer yüklü kaç cümle çıkar...?

Samimi miyiz gerçekten?

"Samimiyet öyle bir dildir ki, kör de görür, sağır da duyar...” cümlesini kuran Cemil Meriç’te mi kabahat yoksa?

Orucun üzerinden tam dokuz ay geçti ve yeni oruca iki aylık bir zaman kaldı...

Allah aşkına;

Geçtiğimiz Ramazan ayının son gününe sıkıştırıp yonta yonta küçülttüğümüz, göstere göstere verdiğimiz, buğday, arpa, üzüm ve hurmaya esas nisap miktarı fitrelerimizden bugüne kadar geçen zamanda hangimiz, yakınımızda ki kaç drama derman olduk?

Kaçımız infakı dilinden düşürüp akrep dolu cebine soktu...?

Hakikaten ne kadar samimiyiz?

Kaçımız ‘Artık ben bu toplumun sıradan bir ferdi değilim... Allah’tan korkan, kuldan utanan, evrensel değerleri, ilkeleri olan bir bireyiyim olgunluğuna erişti?

Hangimiz yakınımızda zuhur eden bir haksızlığa çıkarsız duruş sergiledi?

Dibimizde, içimizde, yaşanan sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin mesafeleri her geçen gün neden artıyor?

İhtiyaçlı sayısı daha mi fazla? Verdiğimiz zekatlar ve fitreler niçin okyanusa düşen bir tek damla su hükmünde?

Çünkü sahteyiz,

Çünkü uzaktaki bilinmezlere ahkam kesip sağımıza solumuza kör, altımıza üstümüze sağır üç maymunlarız biz?

Çünkü vergisini kaçırdığımız,

Çünkü ilk fırsatta ihanet ettiğimiz,

Çünkü merteği devlete, çöpü önüne gelene dürten oportünistleriz biz...

Çünkü Edirne’de ki, Ağrı’da ki intiharın suçunu sadece devlete yıkan, yanımızdaki intiharlara kulp takıp dedikodusunu yapan seyircileriz biz...

Sevgili ağabeyim merhum Ali Uysaler’in mahdumu dost Yusuf hocamın uyarlamasında işaret ettiği bir kaç ilavesi de benden, aşağıda ki bilinç dışı insan türlerinden;

 1) Elitler

 2) Sırnaşanlar

 3) Evcilleştirilmiş olanlar

 4) Mış gibi yapanlar

 5) Kapçıklar

 6) Uzaktan sineklere benzeyenler

 7) Hiçbir şeye benzemeyenler

 8)Sefiller

 9) Üstü çizilmiş kişiler

10) Sayılamayacak kadar çok olanlar

11) Bu tasnife dahil olmayanlar

12) korkaklar

12) oportünistler

13) kibriyalar

14) idare-i maslahatçılar

15) Vesaire

Hangisi  tanıdık ?

Hangisi listemizde yok?

Numaramız kaç?

İtiraf edelim lütfen...

Yazarın Diğer Yazıları