Covid19 ve hastane
Hakkı Balcı
Seydişehir Devlet Hastanesi sağlık personeli Allah’a emanet. Covid19 tehditi başladığı günden bu yana seydişehir halkına hayatı pahasına hizmet etmeye çalışan sağlık personeli mukavemet edemez hale geldi.
Covid19 illeti ile mücadele eden sağlık personeli sayısı 6’ya ulaştı.
Güya hastanemiz yeni ama havalandırması olmayan servislerde covid19 cirit atıyor.
Buna;
- virüs ile direkt temas halindeki personelin maruz kaldığı teslimiyet,
- yönetim zaafiyeti,
- imtiyazlı personel,
- elini sıcak sudan soğuk suya sokmayanları,
- covid19 şüphelisi ile normal hastaların aynı girişten alınması,
- gölgelik niteliğindeki çadır,
Ve daha bir çok olumsuz etkeni de sayarsak önümüzdeki günlerde covid19 bulaşmış ve hizmet edemeyecek sağlık personeli sayısı daha da artacak hizmette aksama kilitlenme seviyesine gelecek.
Daha şimdiden Bir çok serviste bu illetle uğraşan, tedavi gören, karantina altına alınan personel sayısı azımsanmayacak sayıda.
Hülasası;
Durum vahim...
şüpheli ya da normal hastaların hastanede virüs kapması güçlü ihtimal.
Hastane ‘ben yaptım oldu, istediğimi yaparım’ yeri değildir.
İhmallerin sonucu ölümdür..
KEMİYET DEĞİL KEYFİYET...
Yazılarımda iktidarın herhangi bir icraatını tenkit ya da takdir ederken; yaşım ve tecrübelerimle doğru orantılı öz değerlerim ve ilkelerim doğrultusunda irade koyarım.
Düşüncelerime gösterilen tepkilerin kemiyeti hiç önemli değildir.
Titri olanlar ise bende; samimiyeti ve liyakatı kadar değer bulur.
Feriştahına eyvallahım yoktur.
Dolayısı ile benim için asl ve mühim olan tepki verenin keyfiyetidir.
Her ne hikmetse; iktidarın bir doğrusunu ifade edip savunduğum an; kimileri kılıncını, kalkanını ve dağarcığında biriktirdiği, yarım bilgiyi, politik nefretini, kinini, bağnazlığını, tarafgirliğini, düşmanlığını haset duygularla yoğurup geliyor.
Bir yanlışını belirttiğimde ise asla tatmin olmuyorlar.
Halbuki, herhangi bir konuya olan tenkitim ya da takdirim bir dayatma olamaz.
Herkes dilediği görüşü konuya bağlı kalarak saygı çerçevesinde beyan edebilir, eleştirebilir ama kimsenin meseleyi kişiselleştirme hakkı yoktur.
Bu zamanda doğruyu söylemenin bir bedeli olduğunu biliyorum ama yalnızlığın insan azlığı olmadığını, sevgisizlik, merhametsizlik, müfterilik olduğunu daha iyi biliyorum.
Sosyal medyada demokrat, hümanist profilleri çizen gerçekte oportünist, sosyal faşist karakterleri biliyorum.
Eğriye eğri, doğruya doğru diyebilmenin gayreti içerisindeyim.
Kimse beni taassubunun, bağnazlığının içine çekemez.
Çünkü; bu hayattan onurlu bir nihayetten başka bir beklentim yok.
Ha! Birde torun...
Hülasası,
Hakikatten yana taraf olacaksan, yalnız kalmayı göze alacaksın
Diyen Dücane Cündioglu’na...
Körü körüne bir siyasi partiye bağlı olmayanlara, bağnazlık yapmayanlara, liderine tapmayanlara burdan selam olsun