
Bıktık Artık…
Hakkı Balcı
Dizlerin bağı çözülüyor. Ümükte düğüm, gözlerde öfke, dilde feveran oluyor. Yerel mevzulara değinme mecali kalmıyor insanın…
Ne köşe yazma heyecanı, ne iftar sofrasının afiyeti, ne de dost muhabbetlerinin feri oluyor hüzün günlerinde.
Bir masa etrafına sığan Ramazan akşamı sohbetinin can damarına yürek yanığı bir feveranla nokta koyan bir acı isyan…
Naim Can ağabeyin “Bıktım artık, devlet büyüklerinin başımız sağ olsun demesinden, duymak istemiyorum, gına geldi artık…” sözleriyle soyadı ile özdeş can damarından çıkıveren bir sonuç isyanı bu…
Başkomutanından Başbakanına, Genelkurmayına, muhalefet partilerine kadar kim ne derse desin hiçbir söz kifayet değil ciğere düşen hüzünlere…
Sadece düştüğü yerde yanan ateşin altına odun olmasın güya üzüntülü sözleriniz… Daha alevlendirmeyin ana yüreklerine düşen ateşi…
Ezberledik her çatışma sonu şehit düşen ana kuzularının ardından kalıplaşmış laf-ı güzaflarınızdan, güya üzüntülerinizden…
“Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerde ortaya çıkan bu tablo, mücadele azmimizi ve kararlılığımızı daha da artırmıştır"
“Üzüntümüz büyük. Terörle olan mücadele sürecimiz çok daha farklı bir şekilde yürüyecek”
“Bu bizim için büyük acı. Bu tür saldırılar, terörle mücadele kararlılığımızı daha da artırıyor. Bu konudaki azmimizi ve tavizsiz yaklaşımımızı güçlendiriyor”
“ Askerimizi şehit eden terör örgütünü lanetliyor, şehitlerimize rahmet, ailelerine, ulusumuza ve Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı diliyorum”
Ezberledik artık bu sözleri… Kanıksadık…
Külahıma konuşuyorsunuz topunuz… Sizi ciddiye alıyorsam namerdim…
Terane bu sözler artık… Te-ra-ne…. Sizde teraneci…..
Güzaf istemiyoruz artık laflarınızda. Biten terörün dinen yürek yangılarının ardından hangi cümleler kurulacaksa o cümleleri kurun artık.
Sözüme muhatap aramıyorum ihmalin, ihanetin, rehavetin adresi kimse ona sesleniyorum. İster hükümet, ister ana muhalefet, ister yavru muhalefet, isterse de general…