Hakkı Balcı

ALLAH'INI UNUTANLAR…

Hakkı Balcı

Birkaç gündür işim gereği şehirden uzağım…

Çalışma tempom yerel gündemden önemli ölçüde uzak tuttu beni…

Biraz da ben istedim aslında, zira seçim atmosferinin yıpratıcı ahvali ortalık yerde

Görmeyen, duymayan, konuşamayan ve gizli kalan hiçbir şey yok…

Sıfır rakımın rutubetine maruz Antalya’yı henüz çıkıp ve Torosların karanlığına girdiğimiz an bir seçim yazısına daha maruz bırakacağım bilgisayarım çoktan kucağımdaydı…

Yıllar önce bir Antalya seyahatimin gidiş güzergahında da yolculuk esnasında bir makale kaleme almıştım…

Bugün ise dönüş yolunda yazıyorum ama bu kez konumuz teknolojik gelişim değil insandaki değişim, yerlere düşmüş edepsiz seçim manipülasyonları…

Seçim sath-ı mahalline girdiğimiz andan bugüne değin gün geçmesin ki farklı bir şikâyet, iftira, entrika, desise, edep dairesini aşmış yeni bir manipüle ile karşılaşmayalım…

Bir makama namzet bayanın eşini …. “200 kişiyi şikâyet ettik. Sizi de olabilir… Bak seni severim…Vazgeç…” diyerek tehdit eden ve bütün Seydişehir’i asılsız şikayetleri ile kaos ortamına sürükleyen çetenin ahlaksızlığı ile başlayan manipülasyonlar maalesef devam ediyor...

Hangi kötülük, yapacağımız kötülüğü meşru hale getirir ki!

Hangi bel altı vuruş benzeri bir refleksle mukabele etmeyi haklı kılar ki!

Görmüyor, duymuyor mu, bilmiyor mu zannediyorsunuz?

Allah bütün bu desiselere razı olur mu?

Olmayacağını hepiniz biliyorsunuz ancak ihtiraslar, kazanma hırsları ve yöntemleri sizlere maalesef Allah’ınızı unutturuyor, ilahlarınıza sarılıyorsunuz…

“Size yarara da, zarara da güç yetirmeyen Allah’tan başka şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah, işitendir, bilendir.” Diyen Maide Suresi, 76 ayetin hükmü kalktı mı haşa?

Karşılıklı sürümlerle içi irin dolu şantaj ve manipülelerinizi mahlas adlarla soktuğunuz bu şehrin tadını kaçırdınız

Ya “Vayy sen bunu yaparsın ha!” deyip ahlaksız adreslerin kötülüklerini kendi kötülüklerine meşruiyet adresi gösterip benzer isimlerle bağımsız aday çıkartan anlayışa ne demeli…

Elle tutulur hiçbir haklılık payı yok olamaz da…

Mide bulandırıcı…

Bu aptalca senaryonun tezahürü ile kazanan olmanın tadı mı olur?

Şanı mı olur?

Sokakları kendi elinizle dar ettiniz kendinize…

Serserilik bu…

İlahlaştırdığınız, hırslarınız gösteriyor ki! Allah’tan çok uzaklaşmışsınız?

“Benim Rabbim, gökte ve yerde söylenen sözü bilir; O, işitendir, bilendir.” Diyen Enbiya Suresi 4. Ayetinin’de mi hükmü kalktı mı haşa?

Hülasası;

Sözü fazla uzatmak istemiyorum…

Gecenin bu saatinde Alacabel 1825 m yazan sırtı bana dönük levhanın ön yüzüne doğru seyrederken kulaklarımı boğan basınç 1200 rakıma, Seydişehir’e düştükçe artacak ve kalbime de boğacak gibi…

Evet az sonra sendeyim Seydişehir ama bugün seni unutacağım…

Allah’ını unutup kendi elleri ile büyüttükleri ilahlarına kul olan cümle manipülasyoncunun unutkanlığından değil tabi… Seni unutmam mümkün mü?…

Az bi müsaade et  bana…

Muhabbet kuşum Narin’in yirmi katı büyüklüğündeki papağanıma kafa tutuşunu izleyip dudaklarımla yemleyeyim… Dokunma hissini tadayım…

Keraat vaktine kalmadan ikindi serinliğinde gelirim…

Bir şartım var ama…

Silkin ve sen bir an önce kendine gel…  

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ                                                                             

Bitsin şu seçim…

Yazarın Diğer Yazıları