Yüzyılın büyük âfeti "06 Şubat Depremi" sonrası yıkılmayan Ulu Türk Devleti'nin son yaşananlardan sonra ve bugün yâni 23 Ekim 2024 itibârıyla Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) tesislerine yapılan mel'ûn saldırı için söylenmesi muhtemel yıkıcı ifâdelere ön almak adına yazdığım yazımı yeniden istifâdenize sunarken devleti ve aziz varlığını suçlamak oldukça YANLIŞ.
Doğrusu;
"Devlet ebed müddet..." demiş bir ecdadın torunu olarak devletin itibârını sarsmadan seni yönetenleri sen yönet!.. Asla işin olmasın oyunla, sen onları doğruya sevk et oy'unla...
Ya hakîkati konuş ya da SUS !...
●●●
Ne derdin var dünle?.. Sen gelecekte duymak istediğin melodiyi dinle. Bahârı müjdele her sabah ufka baktığın gözlerinle...
Hâsılı dünü suçlamak oldukça YANLIŞ.
Doğrusu;
Bilimi ve aklı rehber edinmiş bir insan isen geleceği plânla, proaktif ol ve felâket gelmeden önce önlem al, uygula, kontrol et. Zâten hep iyi için ise niyet, hayır oluyor zaten âkıbet.
Ya en doğruyu konuş ya da SUS !...
●●●
Unutma ki, sen bir enerjiden ibaretsin. Etrafına hangi enerjiyi yayarsan çevrende o enerji çemberi oluşur. Sürekli olarak negatif ve kasvet yüklü ifadeler, umutsuzluk nidaları, enerji sönümleyen çığlıklar savurman oldukça YANLIŞ.
Doğrusu;
Kimseyi derde, kedere, hüzne sürükleyecek ifadeler kullanma. Âkif merhumun mısraları bal olsun dilinde: "Ye'is öyle bir bataklıktır ki, düşersen boğulursun;
Umuda sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!.."
Yani motive et, hayata bağla, geleceğe hazırla ve umut ver. Zirâ gelecekte yaşanacak güzel günler var daha...
Ya güzel görüp, güzel düşünüp hayattan lezzet almak için konuş ya da SUS !...
●●●
Suçu kadere yüklemek kaçışın en kolay yolu. Kaçış nereye kadar?.. Kendinden de kaçamazsın ya... Hadi kaçtın diyelim. Ya gittiğin yerde vicdanın seni derdest edip kelepçe takarsa?.. Eyvah ki ne eyvah! İşte o zaman bir ömür zindandasın demektir. Ne gece başını yastığa koyabilirsin ne de saatler geçsin diye koyunları sayabilirsin. Sabah olsa dahi kararan kalbin bir anda gözünü karartır da yığılıverirsin olduğun yere ve pişman olursun ettiklerine bin kere. Kader deyip önleyici tedbirleri ihmâl etmek, oldukça YANLIŞ.
Doğrusu;
İlk olarak önleyici tedbirleri al sonra Allah'a tevekkül et. Daha sonra ise tabii ki duâ et. "Duâlarınız olmasa ne ehemmiyetiniz var." demiyor mu Yaratan.
Ya hayır konuş ya da SUS !...
●●●
Merhametine inanıp sana sığınmış olan "Muhacir"lere karşı "Ensar" gibi ol. Aşırı ajite olmuş ruh hâli ile ırkçılık yapmak, bize sığınanlar içindeki bir kısım ahlâksızlar yüzünden bütün mültecilere tepki göstermek seni öz benliğinden uzaklaştırır. Bu âfetle anladık ki, sende olan deprem onda da can kaybına sebep oldu. Bu demek oluyor ki, biyolojik olarak kan bağın olmasa da "Can Bağın" var o insanlarla. Bu yüzden ayrışmak oldukça YANLIŞ.
Doğrusu;
Hak edene hak ettiği muameleyi yap. İyilik ise iyilik, haddini bildirmek ise kötüye elbette haddini bildir. Fakat hepsini aynı kefeye koyma ve mazlumun kalbini kırma. Evi yıkılmışların bir de sen "Canevini" yıkma.
Ya hakkı konuş ya da SUS !...
●●●
Devleti yıpratmak, devletin izzetini ve itibarını ayaklar altına almak, onu zayıf ve aciz göstermek ve dahi siyasî malzeme yaparak yanlış algı oluşturmak, oldukça YANLIŞ.
Doğrusu;
Devletinin izzetini, asaletini, itibârını, kudretini canın pahasına koru, güçlü göster. Düşmana korku sal, dosta güven ver. Unutma; "Devlet başa, kuzgun leşe konarmış."
Ya devletinin itibârını ifade edecek cümleler kurarak konuş ya da SUS !..
●●●
Yardım kampanyalarını eleştirerek yapılan iyiliği "Ahbap - Çavuş ilişkisi" gibi gösterip sığlaştırmak oldukça YANLIŞ.
Doğrusu;
Ya hakîkati konuş ya da SUS !...
●●●
BU TOPRAKLARDA
Günlerdir Güneş bile hüzünle batarken;
Enkaz altında nice canlar yatarken;
Milletin yüreği titreyerek atarken,
Hüzünler kalbimizde içtima edip silah çatarken;
Kabuk bağlamamış yaralar hâlâ sıcak sıcak kanarken;
Yürekler gam aşına banarken;
Analar evlatlarını, yavrular anasını atasını hüzünle anarken;
Yüzbinler bu karakışta soğuktan donarken;
Gam, keder, hüzün ne varsa yüreğimin bam teline tünerken;
Dakikalar saat, saatler gün, günler ay misâli uzadıkça uzayıp lastik gibi sünerken;
Şeyh Edebalı gibi, "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!" de;
Sözün gümüş olduğu yerde sükûtu altın biliriz biz.
Susmanın, birliğin, dirliğin ve yeniden dirilişin sırasıdır.
Ayağa kalk ama ayağa düşme! Sen kalk ki, devlet kalkınsın!..
16 ŞUBAT 2023
SAAT: 10.23
MERSİN
Faruk Gökbulut
Vatanım Kadar Yüreğim Var Diyen Şâir