Dupduru, berrak bir hayat sürsün; ömrü güzelliklerle dolup su gibi akıp gitsin diye ilk kızına Berrak adını verdi; sonra Rabbi evine bolluk, bereket getirsin diye ona iki kız evlat daha nasip etti. Bolluk, bereket dedik ya; işte bu sebepten ikiz kızlarına Başak ve Burçak ismini verdi bu sefer.
Evet, Başak - Burçak... Birisi tahıl tanelerinin bir arada olduğu kesecik idi; diğeri ise o keseciğin içindeki her bir tahıl tanesi. Ne de olsa tek yumurta ikizi idiler. Biri yumurtanın akı ise diğeri de içindeki sarısı. Ya da yumurtanın iki yarısı. Her ne dersek diyelim, can cana oldukları ana rahminden dünyâya duhûl ettikleri günden sonra hep yan yana olsunlar inşâAllah.
Kızlar; hayat dantelasındaki en güzel desen... İster gül, ister gonca, ister nilüfer ister yonca... Her ne isim verirsen ver çok yakışıyor onlara. Çünkü onlar ana rahminden dünyâ kapısına gelen bolluğun sebebi. Çünkü Allah, Rahim ism-i şerifini onlarla tecelli ettiriyor.
***
İnsanların vahşî bir canavara dönüştüğü günümüzde bakın İslâm Medeniyeti kız çocuklarını nereye koyuyor.
* Hâkim adlı Hadîs-i Şerif kitabında "Kız çocuklarına giydirilen elbiselerin güzel olması, onlara en güzel hediyeler ile ihsanda bulunulması gerektiği yazılıdır."
* Taberânî'de ise; "Kız çocuğunu güzelce terbiye etmenin, bolluk içerisinde yedirip giydirmenin, o kişiyi Cehennem’den kurtaracağı, kolaylıkla Cennet’e girmesine vesîle olacağı, o kız çocuğunun da kendisi için bereket olacağı bildirilmiştir."
* İki kız evlâdı olup da bunlara güzel muâmele eden kimsenin mutlaka Cennet’e gireceği İbni Mâce’de yazılıdır.
* Herâitî kitabında ise; "Çarşıdan bir şeyler alan bir kimsenin, bunları erkek çocuklarından evvel kız çocuklarına vermesi hâlinde rahmete mazhar olacağı yazılıdır."
* Ebû Dâvud: "Üç kızı olup da bunlara iyi bakan kimsenin Cennet’i kazanacağı" hadîs-i şerîfini bize nakletmiştir.
* İbn-i Adiy; "Kadınları, kızları sevindiren kimsenin Allah korkusundan ağlamış kadar sevâb kazanacağının bildirildiğini söylemiştir."
* "Kadının ilk çocuğu kız olmuş ise bu onun bereketindendir buyruldu." demiştir İbn-i Asâkir.
Ve son olarak;
* Peygamber Efendimiz (Sav)’in de kız çocukları vardır. Hattâ o, kız babası olması ile iftihar etmiştir. 'Kız çocuklarını hor görmeyin; çünkü ben kızlar babasıyım.' buyurmuştur.
Dolayısıyla kız babası olmak bir iftihar konusudur; utanç ve hor görülme vesilesi değil.
***
İslâm Medeniyeti'nin bir başka güzelliği ve üzerinde hassasiyetle durduğu bir başka konu ise kız çocuklarına verilen isimlerdir. Dînimizde kız çocuğunun yeri büyüktür ve çocuğa güzel bir isim vermek de anne-babanın ilk görevlerindendir.
Ebû Dâvûd’da insanların kıyâmet günü, kendi ismi ve babasının ismiyle birlikte (Meselâ Abdullah oğlu Ali, Ömer kızı Hafsa diye) çağrılacağı yazılıdır. Çocuğun hem toplumda alay konusu olmaması, hem de kıyâmette güzel isimle çağrılması için buna dikkat etmeli; rastgele, anlamsız veya kötü bir isim vermekten sakınmalıdır.
Alın size bir kaç güzel örnek;
* Azîze: Saygı değer, muhterem
* Cemîle: Güzel yüzlü
* Emine: Güvenilir, dürüst, çok iyi bilen
* Fahriye: Şan-şeref ve fazîlet sahibi
* Ferîde: Eşi ve benzeri olmayan, tek
* Firûze: Uğurlu, ferah, mesûd
* Halîme: İnce tavırlı, yumuşak huylu
* Hâlise: Katkısız, hîlesiz, saf, temiz
* Hayriye: Hayır yapan
* Lâmia: Parlayan, parlak
* Latîfe: Şirin, mülâyim, nâzik, hoş
* Nûriye: Nur saçan, parıltılı
* Şerîfe: Soylu, şerefli
* Âişe: Bolluk içerisinde, rahat yaşayan
* Ayfer: Ay ışığı
* Begüm: Güzel, saygı değer kadın
* Berin: Yüce yaratılışlı
* Betül: Çok temiz, nâmuslu, ibâdete düşkün, erkeklerden sakınan kadın
* Büşrâ: Hayırlı haber, müjde
***
Salihâ kızlar yetiştirmenin bilincinde olan birisi olarak; üç kız babası olan bana müjdeler olsun diye kızlarıma vasiyetim aşağıdaki şiirimle olsun hediye...
Atanı tanıyıp kıymet bilesin;
Kalbin kırmızı gül, alnın ak kızım!
Gönlün şerri, kalbur gibi elesin;
Kim iyidir kim kötüdür, bak kızım!
Doğrudan yana ol, hep hakkı savun;
Kötüye karşılık, dostlukla avun!
Hasmını mat edip, kendinle övün;
Karanlık dehlize, kîni çak kızım!..
İyilik denince akla gelesin;
Kötülüğün surlarını delesin!
Dudakların dâim Hakk'ı dilesin;
Yüzün kalbin gibi, olsun pak kızım!
Sil o yaşlı gözlerinden melâli;
Ağlatmak mı istiyorsun hilâli?..
Yaptığım nasihat, küpe misâli;
Sözlerimi kulağına tak kızım!..
Şaşarsan hayatta, rehber Kur'ân'dır;
Yiğit şerre karşı, dimdik durandır!
Kahraman kötüden hesap sorandır;
Sen de karanlığa, ışık yak kızım!
Cennet'teki güller, aşkla yeşermiş;
Bilesin her canlı, aşkla yaşarmış!
Gerçek âşık, çölü bile aşarmış;
Etrafına aşk tohumu ek kızım!
El uzat çevrende fakir bulursan;
Ferahlarsın gönlü geniş olursan!
Çâreler tükenip yalnız kalırsan;
Gölgemi kolundan, tutup çek kızım!
Mâziden âtiye uzanır kökler;
Çâresizler durmaz, güne gün ekler!
Çıkacak karşına nice tümsekler;
Atlayıp üstünden, hemen sek kızım!
Önüne engel çıkıp takılırsan;
Eğer tökezleyip de yıkılırsan;
Gün gelir de bir gün, çok sıkılırsan;
Derhâl Allah'ı an, kalma tek kızım!..
Vâkıf ol evrenin tüm sırlarına;
Ovası, obası, bozkırlarına;
Eşinin-dostunun kalp surlarına;
Adâletin sancağını dik kızım!..
Allah belâ verip kulu test eder;
Sabredip de şükredeni mest eder!
Kim ki vatan toprağına kast eder;
Lokmaları kursağına tık kızım!
Hep çalış çabala, başın dik yürü;
Keşfe çık fezâyı, Venüs-Merkür'ü!
Mutlu etmek için, tutsağı-hürü;
Zâlimlerin kalesini yık kızım!
Sapma yürüdüğün Hakk'ın yolundan;
Düşenleri kaldır, tutup kolundan!
Rahat ol geçerken dünyâ çölünden;
Sabır gösterene cezâ yok kızım!
Adaletten başka bir dava gütme;
Hâinin kır bacağını yürütme!
Arsızın, huysuzun peşinden gitme;
Eteklerindeki taşı dök kızım!
Belki sana altın verilir çil çil;
Aç gözlülük etme, hudûdunu bil!
Lügatından kötülüğü hemen sil;
Melâneti yeryüzünden sök kızım!
Bahtın açık olsun, ayakta yürü;
Yanını, yöreni sevgiyle bürü;
Sevenlerini hep peşinden sürü;
Düşman değil dostun olsun çok kızım!
21 KASIM 2024
SAAT: 14.14
MERSİN