Faruk Gökbulut (Kul Kozâkî)

Mona Roza Yasta!

Faruk Gökbulut (Kul Kozâkî)

Şiirin usta kalemlerinden Sezai Karakoç'u tanımayanımız yoktur elbet. Sezai Karakoç denilince de "Mona Roza" akla gelir hemen. Yıllarca gizemini korumuş olan bu şiir, geçen sene Muazzez Akkaya'nın verdiği bir röportaj ile âşikâr oldu ve sır ifşâ edildi. 

Öğrencilik yıllarım olan 1990'larda Bedirhan Gökçe'nin sesinden dinlemeye alıştığım bu şiire öykünerek kaleme aldığım ve uslûp olarak tamamen Sezai Karakoç şiiri olan "MONA ROZA YASTA" şiirimi yüce gönüllerinize takdim ediyorum. Aşkını arayanlara fener olması temennisiyle... 

Mona Roza yasta, güller karardı;
Gönül karanlıkta hayâl kurardı.
Gün dönüp sönmüşken, bütün lambalar;
Işık nerden? Neden etraf sarardı?
Mona Rosa yasta, güller karardı!..

Uyurken yıldızlar, Ay'la beraber;
Duyuldu uzaktan bir acı haber.
Mona kederliymiş hem de çok üzgün;
Hâli perîşanmış, hâli derbeder;
Uyurken yıldızlar, Ay'la beraber...

Haykır içindeki sırlı hisleri;
Geçip kalbindeki tüm kavisleri!..
Düze çık, kervanla yol alıyorken;
Siliver yörenden bütün sisleri;
Haykır içindeki sırlı hisleri!..

Titreyen aleve mumlar ne yapsın?
Gönlümü Dicle'ye bağlayan Zap'sın!..
Başımda eserken kaval yelleri;
Sen çöl ortasında doğan serapsın;
Titreyen aleve mumlar ne yapsın?

Enkâza dönen bu kalbim viran da;
Bir gece ansızın, görün bir anda!..
Ürkerek bakarken gözlerim dağa;
Arayan da sendin beni soran da;
Enkâza dönen bu kalbim viran da!..

Şehirler dolaştım ben karış karış;
Bitmedi ecelle girdiğim yarış!..
Anla Mona Roza ben bir deliyim;
Sen ister küs bana istersen barış;
Şehirler dolaştım ben karış karış!..

En kuytu yerlerde ararken seni;
Tenime dokundu sevdânın teni!..
Sonuncu gölgelik Sidre Ağacı;
Bağrına basmaya beklerken beni;
En kuytu yerlerde aradım seni!..

Meyveler sabırla olgunlaşırmış;
Baykuş bile güle haber taşırmış!..
Her akşam gelirken incir kuşları;
Boy vermiş başaklar hâle şaşırmış;
Meyveler sabırla olgunlaşırmış!..

Konuş hadi susma Akdeniz kızı;
Herkes ritme dursun şen şarkımızı!..
Bir gün gözlerimin tâ içine bak;
Ne gün son bulacak bitmeyen sızı?..
Konuş hadi susma Akdeniz kızı!..

Anla Mona Roza, ben bir deliyim;
Sevdânın en hırçın akan seliyim!..
Çoruh, Fırat, Dicle imrenir bana;
Bedelsiz bir aşkın tek bedeliyim;
Anla Mona Roza, ben bir deliyim!..

Derûnumda sakladığım çok şey var;
Aşkın beyaz perçem, aşkın apak kar!..
Sevdâ suyu akıyorken içime;
Durma be deli kız, gel rûhumu sar;
Derûnumda sakladığım çok şey var!..

Irmaklar yaşını taklite durur;
Aşksız kalbin gözü elbette kurur...
Bir münvezî gibi girdim tenhâya;
Yüreğim bîtevî adını vurur;
Irmaklar yaşını taklite durur!..

Nasıl anlatsam ki, aşkın sırrını?..
Çekmezsen kök salmaz, ulu kahrını!
Destanlar yazılmış onun üstüne;
Ölüm döşeğinde en güzel tını;
Kanatlı kuş eyler, görsen farkını!..

17 Ekim 2024 / Saat: 08.50 / Mersin

Yazarın Diğer Yazıları