Faruk Başoğlu

Sosyo Kültürel Bozulma Bir Milli Güvenlik Sorunudur!

Faruk Başoğlu

Bir milleti millet yapan ve yüce kılan değerleri ve inancıdır. Bu değerleri yaşadığı oranda yücelir, terk ettiği oranda da alçalır ya da tarih sahnesinden silinir. 

Milletimize cepheden yapılan düşman saldırıları zayıf dahi olsak amacına ulaşamamış tam tersine milletimizi diri tutmuştur. Ama ne zaman ki cephede silah tutan elin iradesini  çözmeye yönelik ve ne zaman ki toplumu ayakta tutan aileye yönelik kurulan tuzaklar işletilmeye başlamışsa düşman kendi namına puan kazanmaya bizi de yenmeye başlamıştır. Karşısına dikilen Seyyid Onbaşılarla, Nene Hatunlarla, kara Fatmalarla yöntem değiştirerek mücadelesini zafere ulaştırma çabasına girmiştir. 

‘TÜRKLERİ YENMEK İÇİN ELLERİNDEN KUR’AN’I ALMAK GEREK’

Vaktiyle Lordlar kamerasında dönemin İngiliz  Başbakanlık koltuğunda oturan Gladstone; ‘Türklerin elinde bu kitap (Kur’an’ı Kerim) oldukça onları yenmemiz mümkün değildir, onları yenmemiz için bu kitabı ellerinden almamız gerekiyor’ ifadesini durduk yerde boşuna kullanmamıştır. Ya da 150 yıl önce Patrikhanede ders notları arasına Türk ailesi, gençliği ve din adamlarından tutun da tüccarına varana kadar nasıl ahlaken yozlaştırılacağına dair sinsi planlar tesadüfen sokulmamıştır. Millet düşmanlarının bu ihanet planları örneklerini çoğaltmamız mümkündür. 

Üzülerek ifade etmem gerekirse maalesef millet düşmanları kesintisiz bir şekilde bu planları uyguladılar ve çok mesafe aldılar, biz ise hep irtifa kaybetmeye devam ettik ve ediyoruz. Milleti ayakta tutan destek payandaları bir bir kırılıyor. Durum vahim, durum acil, durum içler acısı. İşte sokaklarımızın hali, işte düğünlerimiz, işte ticaretimiz ve işte her alanda bozulan, yozlaşan sosyal yapımız.

SOSYO KÜLTÜREL BOZULMA NEDEN BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNU

Devletimiz milletimize yönelik ister askeri ister siyasi ve ister ekonomik saldırılar karşısında nasıl ki her zaman tedbir almışsa milletimizin bekasını tehdit eden her tehdide karşı tedbir almakla görevlidir. Devletimizi ve milletimizi yıkmaya yönelik her tehdit adı ve şekli ne olursa olsun bir tehlikedir ve tedbir almak hayati önem taşır. Eğer bu tehdit milletimizi millet yapan değerlerimizi yok etmeye yönelik ahlaki ve manevi yozlaşma ise bu tehdide yönelikte tedbir almalıdır ve işte bu yüzden bir milli güvenlik sorunu olarak ahlaki yozlaşmayı ele almak gerekir.

Toplumun her kesiminden insanların bu ahlaki yozlaşmadan rahatsızlık duyduğundan şüphem yok ancak yapılacaklara dair gayret konusunda yetersiziz. Ahlaki ve manevi yozlaşmaya karşı mücadelede Devletimiz, Diyanet işleri Başkanlığı, Aile Bakanlığı, RTÜK ve bu meselelerle dertlenen ve yapabileceği bir şey olan her kurum ve bireyin yapacakları elbette var.

Şöyle ki; 

Devletimiz, konuya dair tespit ve mücadeleye yönelik tıpkı pandemi döneminde kurulan Koronavirüs Bilim Kurulu gibi akil insanlardan, din ve ilim adamlarından oluşan Ahlak ve Maneviyat Kurulu kurarak ve kurulun vereceği tavsiye kararlarına göre mücadeleyi başlatabilir.
Diyanet işleri Başkanlığı aile hekimliği uygulaması sistematik yapısında aile hocası, aile rehberi, manevi danışmanı gibi isimlendirilmiş projelerle  ailelere ulaşıp ailelerin ihtiyaç duyduğu milli ve manevi değerler konusunda katkı sağlayabilir.

Aile Bakanlığı ekran yüzü olan tanınmış kişilerden mazisi temiz olanları seçerek onlarla sosyal medyada ‘Müstehcenlik, teşhircilik modernlik değil ilkelliktir. Ailene sahip çık, aileni koru’ gibi  spot cümlelerle kampanyalar düzenleyebilir. Yine sosyal davranış uzmanlarının önereceği destek ve kampanyalar düzenleyebilir. 

RTÜK, çok net ve tavizsiz bir şekilde ahlaki ve manevi değerlere saldıran ahlaksızlığı ve maneviyatsızlığı teşvik eden dizilere asla yayın hakkı vermemelidir, yayınlanmadan önce RTÜK onayı zorunlu olmalıdır. 

Biz vatandaşlara gelince ise ailemizi ve kendimizi manevi ve ahlaki yönden bilgilendirecek kitap, yayın ve kişilerden istifade ederek salih ve saliha bir mümin olma çabamızı çocuk ve yetişkin olarak bir ömür boyu devam ettirmek zorundayız. Doğruya inanmak ve inancımızı dosdoğru, tavizsiz yaşamak. Çağın kirleriyle kirlenmek yerine çağın kirlerini temizleyecek inanış ve yaşantıda olmak bizim dünya ve ahiret menfaatimiz için lazım olandır.

Yazarın Diğer Yazıları