Şehirde İnsan, Kentte Modern İnsan
Dr. Salih Gürbüz
Tüm acıların sebebi: insan ve modern insan diye bir ikilemin çıkmazında olmak. Şimdi tekrar düşünmek gerekiyor. Şehirde mi yoksa kentte mi yaşıyoruz? Bunu öğrenmek için birkaç adımda kendimizi sorgulayabiliriz.
Hala komşuluk ve akraba ilişkileriniz devam ediyor, bir tas çorbada olsa komşularınızla paylaşabiliyor, arabanızı ihtiyaç halinde sevdiklerinizin yardımında kullanabiliyor, misafir geldiğinde televizyonu kapatabiliyor ve bundan acı duymuyor, çocuklarınızla evde-evin bahçesinde oyunlar oynayabiliyor ya da oyuncaksız oyunlar tasarlayabiliyor, çocuklarınıza hala masal okuyabiliyor, yaşadığınız ortamdan sürekli şikayet etmiyor ve ev değiştirme fikrini sürekli tekrarlamıyor, sokakta yürürken tanıdık tanımadık insanlara selamınızı verebiliyor, okuduğunuz gazeteyi ya da herhangi bir eşyanızı bir şekilde geri dönüştürebiliyor, hala pazarda pazarlık yapabiliyor, hafta sonlarında kahvaltıya hafta içlerinde akşam yemeğine ailecek oturabiliyor, sevdiklerinizi baştan savmıyorsanız, marka takıntınız yoksa, dolabınızda yiyecekler çürümüyor ve her eşyanızı giyebiliyorsanız daha siz şehirlisiniz demektir.
Liste uzatılabilir. Bu listeyi sahip olduğumuz günlük insani değerleri göz önüne alarak oluşturdum. İnsani değerlerden uzaklaştığımız her an biraz daha fazla “kentli” oluyoruz.
Kentli insan modern insandır.
Modernizm, insana dair olan değerlerin İlahi kaynaklı olduğunu yok sayarak, ya da bu gerçeği görmeyerek, önce İlahı ve insanı yok edip sonra yeniden İlahsız insan tasarlama çıkmazının adıdır. Yani cahilleşmek, cahiliyeye dönmektir. İlahi isteklerin ve kuralların egemenliğinden sıyrıldığını ve özgürleştiğini sanan modern kafa aslında sömürü sisteminin en önemli küresel köleleştirme düzeneğinin yani modernliğin baskısı altında mekanikleştirilmektedir.
Aslında ilahi emirlere uyarak özgür ve huzurlu yaşayacakken, modernliği seçerek köleleşiyor.
Önüne konulan sınırsızlığı tüketme arzusu ile insan bu dünyada neden olduğunu unutuyor. Sürekli sınırsızlığı elde edebilmek adına koşturuyor. Ama boşuna bir koşturma.
Üretemeyen, sadece tüketen, yetinmeyi bilmeyen, sürekli daha fazlasını isteyen, kibrinden kimseyi tanımayan, sonrasında da tükenik bir mekanik oluveriyor.
Günümüzde stresin, sıkıntıların, tükenmişliklerin çokça dillendirilmesi ve insanlığın tembel olmasının en önemli sebebi modern olma, modern yaşama şuursuzluğudur.
Modernde insan yetişemiyor, ulaşamıyor ve haddini aşıyor. Sonra ne yapacağını şaşıran insan, bu kapasite aşımı ile devreleri yakıyor.