Dr. Salih Gürbüz

Erken Ergenlik Ve İletişim Sorunları

Dr. Salih Gürbüz

Günümüz çocuklarının yetişkinlerle iyi iletişim kuramamalarının en önemli sebebi erken girilen ergenlik ve bu sürecin kimilerinde çok uzun sürmesidir. Maalesef erken ergenliği tetikleyen çok fazla faktör var. Bunların başında kitle iletişim araçları ve türevleri diyebileceğimiz sosyal medya mecraları gelmektedir. Bunlar zihinsel, ruhsal ve duygusal ergenliğin erken başlamasına sebep olurken, maddi (bedeni) ergenlik başlangıcını ise bilinçsizce tüketilen gıda ve giyim ürünleri etkilemektedir. Bu ürünleri hem yenilen, içilen gıdalar hem de giyim endüstrisinin sundukları olarak ifade edebiliriz.
Aileler çocuklarına hayır diyemedikleri için küçük yaşta kitle iletişim araçlarının her türlü yayınına maruz kalan çocuklar maalesef erken yaşta girmemesi, duymaması ve bilmemesi gereken herşeyden haberdar oluyor. Bununla birlikte hız çağının olumsuz getirisi olan her şeye her an ulaşabilme durumu çocukları tatminsiz hale getiriyor. Tatmin olamayan çocuk yeni tatmin araçları arıyor. Bu arayış her zaman erişmek ya da ulaşmak ile neticelenmiyor. Haliyle çocuklarda haddinden fazla sinir ve gerginlik halleri oluşuyor. Çocukların yedikleri hızlı yiyecekler, düzensiz beslenme alışkanlıkları çocuk metabolizmasının alması gerekenden fazla ve eksik ya da zararlı maddeler küçük yaşta yetişkin görünümlü hormonlu ergenler kitlesine sebep oluyor. Vücut görünürde gelişirken iç yapıda haddinden fazla enerjinin açığa çıkmasına yol açarak zaten o çağda enerjisi fazla olan bireyleri taşkınlık seviyesine getiriyor. Birey bir şekilde taşması gerekiyor ve haliyle bu da etrafında ki insanlara oluyor. Bu oluş süreci aslında işin içinden çıkılamayan ve zaten erken başlamış ergenlik sürecini iyice kaotik bir hale getiriyor.
Sonrasında çocuğa yetişemeyen ulaşamayan anne babaların ve yetişkinlerin travmatik iletişim bozuklukları meydana geliyor. Yani kaos ve karmaşanın olduğu anlaşmanın neredeyse imkansız hale geldiği bir iletişimsizlik iletişimi doğuyor. Bunun adına da “olduğu gibi kabul edeceksin” deniliyor. Olan bir birey yok! Farklı faktörlerin erkenden oldurmaya, erdirmeye çalıştığı bireylerin sergiledikleri, aslında kendilerinin de bilemedikleri ya da farkında olamadıkları toplumca olumsuz olarak adlandırılan davranış bozuklukları ortaya çıkıyor. Burada sorun çocuklarda değil bu çocukları erken ermeye mahkum eden ve bu mahkumiyeti körükkleyen itidalsiz ve liyakatsiz ana baba tutumlarıdır.
Her şeyi erkenden çocuğun eline tutuşturmak, çocukla iletişim kurmak yerine başından savmak, kendine vakit ayırmak isteyen ana babaların yanlış davranışları maalesef çocukların ve toplumun geleceğine zarar veriyor. Anne babalık kavramının, çocuğu dünyaya getirip başı boş bırakmak onunla ilgilenmemek olduğunu zanneden ebeveyn grubu maalesef başına buyruk ve aşırı bireyler dünyaya getirmiş oluyor. Çocuğa hiç bir sorumluluk yüklemeyip “yeter ki ders çalışsın ya da akademik başarısı iyi olsun” kaygısını güden anne babalar ise akademik olarak başarılı ama ruhsal tatmin boyutunda ahlaki değerlere ve sorumluluk şuuruna sahip birey yetiştirmeyi unutuyorlar. Farkına vardıklarında ise iş işten geçmiş oluyor. Giyim endüstrisinin bu sorunda ki yeri ise: çocukların yaşına ve ruhsal gelişimine uygun kıyafetleri pazara sunmamalarıdır. Sunulan ürünler ise anne babaların özenti hallerinden dolayı tercih edilmemektedir ve çocuklar bir yetişkin gibi giydirilmekte ve makyajlanmaktadır. Bu beden bu motoru taşır mı? sorusunun cevabını hiç düşünmeden yapılan bu şirin ama sinsi tüketim çılgınlığı çocukları güya güzel ve yakışıklı yaparken erken yaşta ergenleştirmektedir.
Bu hususta kendini bu toplumun geleceğinde rol sahibi hisseden insanların bu hassasiyetleri dikkate alması ve bu dikkati ise çevresi ile ulaşabildiği kadar çok kişi ile paylaşması gerekir.
 

Yazarın Diğer Yazıları