Ayla KAYMAZ

Zevklerin Ötesinde Buluşmak!

Ayla KAYMAZ

Bazı aşklar, ilk bakışta uyumla parlayan yıldızlar gibidir; her şey aynı, her şey uyumludur. Ancak zamanla bu mükemmel uyumun, bazen sessiz bir monotonluk getirdiğini fark ederiz. Asıl derin ve kalıcı bağlar, farklılıkların olduğu yerlerde filizlenir. Çünkü aşk, birbirine tıpatıp benzeyen iki ruhun değil, farklılıklarını zarafet ve zekayla köprüleyen iki kalbin hikâyesidir.

Bir gün, eski bir dostum bir soruyla gelmişti: "Partnerimin benimle aynı şeylerden hoşlanmasını beklemeli miyim?" Uzun bir sohbete daldık, ancak söylediklerimden çok, o an aklıma gelen bir hikâye etkileyici oldu.

Bir kadın ve bir erkek düşünün; kadın, yalnız bir sahilde gün batımını izlemekten büyük keyif alır, erkek ise şehrin kalabalığında hareketli bir akşam yemeğini tercih eder. İlk başta, bu farklılıklar aralarında bir mesafe yaratır. Ancak kadın, erkeğin enerjisini merak eder; bir gün onun sevdiği gibi hareketli bir restorana gider. Erkek de bir akşam, kadının en sevdiği yere, o yalnız sahile gelir. Kadın, onun heyecanla kalabalığa nasıl karıştığını izlerken mutlu olur; erkek ise o gün batımının neden bu kadar özel olduğunu anlamaya başlar. İşte o anda aşk, birbirine benzemekten değil, farklılıkları anlamaktan doğar.

Zevk farkları bir ilişkinin "eksik" tarafları değildir. Aksine, iki kişinin kendi dünyasını büyütebilmesi için eşsiz birer fırsattır. Sevdiğiniz kişi, size kendi dünyasından bir şeyler sunduğunda, bunu hediye olarak görmek gerek. Çünkü bir çiftin uyumu, aynı şeylerden keyif alıp almamasından çok, farklılıkların ne kadar zarafetle ele alındığıyla ilgilidir.

Farklılıklara zarafetle yaklaşmak, ilişkinin temel direğidir. Zarafet, karşımızdaki kişinin bizden farklı bir zevke sahip olduğunu kabul etmekle başlar. Eleştiri yerine empati, öfke yerine anlayış koymak, sevdiğiniz kişinin dünyasına nazikçe adım atmak demektir.

Zeka ise bu köprüyü sağlamlaştırır. Partnerinizin sevdiği bir şeyi öğrenmek, onun hobilerini anlamaya çalışmak, yalnızca bir fedakârlık değil, aynı zamanda ilişkinizin kalitesini artıran bir keşif yolculuğudur.

Bir düşünün, partneriniz sizinle aynı zevklere sahip olsaydı, hayatınız ne kadar farklı olurdu? Belki tüm tatiller aynı manzarada geçerdi, her akşam aynı şarkılar dinlenirdi ve her deneyim tanıdık bir düzen içinde sıkışır kalırdı. Oysa sevdiğiniz kişi sizin bilmediğiniz bir lezzeti, bir şarkıyı, bir hayat tarzını hayatınıza getiriyorsa, bu zenginliktir.

Unutmayın, aşk yalnızca bir yansıma değil, iki farklı ruhun birbirinde bıraktığı izdir. En uygun partner, sizinle her konuda aynı olmayan; ama sizi farklarıyla zenginleştiren kişidir. Ve bu farklar, zekayla anlaşılır, zarafetle aşılıpta taşınır. 

Yazarın Diğer Yazıları