Vicdanlar Kanıyor
Ayla KAYMAZ
Bir anne olarak içimde tarif edilmez bir boşluk ve sarsıcı bir öfke ile yazıyorum bu satırları. Duyduğum her yeni detay, kalbimde bir yara daha açıyor. Yenidoğan bebeklerin acımasızca can verdiği, insani ve tıbbi etiklerin hiçe sayıldığı bir düzenin içinde yaşamak, her geçen gün daha da dayanılmaz bir hale geliyor. Eski PKK hükümlüsü ve şimdi İYİ Parti üyesi olan doktorlar yenidoğan yoğun bakımlarda yaptıkları iddialar yürekleri dağlıyor.
Hangi vicdan, masum bebeklerin ölümünü kabul edebilir? Hangi insanlık, hastaların hayatını ticaret konusu haline getirip bundan milyonlar kazanmayı vicdanına sığdırabilir? Gece nöbetçi doktor bulundurmayarak, bebekleri ölüme terk eden bu sistemin adaletini sorgulamak zorundayız. İnsana en çok güven vermesi gereken sağlık sisteminin, bebekleri birer 'mal' olarak görmesi, her an daha büyük bir acının kapısını aralıyor. Bu bebekler, hastanelerde değil, adeta bir ölüm kampında yaşam mücadelesi verdi ve maalesef çoğu bu mücadeleyi kaybetti.
Birinci basamakta tedavi edilmesi gereken bebekleri, sadece daha fazla para kazanabilmek için en ağır sağlık koşullarında göstermeleri, vicdanlarda derin yaralar açıyor. Öldürülen bu bebekler, birer istatistik değil; her biri umutla dünyaya gelen, sevgiyle büyütülmeyi hak eden canlardı. Fakat bu karanlık sistem, onların hayata tutunma şansını ellerinden aldı. 112 komuta kontrol merkezine verilen rüşvetler, sahte epikrizler ve paraya dönüştürülen masum hayatlar…
Adalet nerede? İnsanlık nerede? Yüzlerce bebeğin hayatına mal olan bu ihmal ve vicdansızlık zincirini kim durduracak? Bu bebeklerin yaşadığı acıyı kim telafi edecek? Biz, toplum olarak bu karanlığa daha ne kadar göz yumacağız?
Her gün daha daha daha da beter bir güne uyanmaktan duyduğum acıyı asla ama asla ifade edemiyorum, kahroluyorum…
