Ayla KAYMAZ

Tüketiciye İhanet

Ayla KAYMAZ

Gıda, bir toplumun en temel ihtiyaçlarından biridir. Hele ki Türkiye gibi Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bir ülkede, helal gıda tüketimi konusundaki hassasiyet tartışılmaz bir gerçektir. Ancak son zamanlarda ortaya çıkan ve tüm ülkeyi derinden sarsan “Köfteci Yusuf” skandalı, sadece tüketiciyi değil, tüm inanç sistemimizi hedef alan bir ihanetin simgesi oluverdi.

Köfteci Yusuf’un, ürünlerinde domuz eti kullandığı iddiaları ile gündeme gelmesi, ne sadece bir gıda skandalıdır ne de sıradan bir yanlış anlaşılmadır. Bu, halkın inançlarına ve yaşam tarzına yapılmış açık bir saldırıdır. Dürüstlükten nasibini almamış bu davranış, Müslüman tüketicilerin güvenini yerle bir eden, kabul edilemez bir aldatmacadır. Hele ki bu kadar köklü ve popüler bir markadan gelen bu ihanet, hepimizin sofrasına konmuş zehirli bir lokmadan farksızdır.

Gıdanın temelini oluşturan helallik ilkesi, sadece bir sertifika değil, milyonlarca insanın inançları ve yaşam şeklinin korunmasıdır. Hiçbir işletmenin, ekonomik çıkarları uğruna halkın maneviyatını ve sağlığını tehlikeye atma lüksü olamaz. Hele ki, bu ülkenin kalbine yerleşmiş, halkın sofrasına misafir olmuş bir marka, bunu yapıyorsa, adaletin en sert tokadını yemeyi de sonuna kadar hak etmiştir.

Bu tarz bir ihmal ya da bilinçli manipülasyon, yasalar önünde elbette bir bedel ödemelidir. Ancak bu olay bize, gıda denetim sistemimizin zafiyetlerini de tekrar gözden geçirme zorunluluğunu hatırlatıyor. Gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin denetimi, sadece prosedür gereği değil, halkın güvenliği ve inancını koruma adına daha sıkı ve daha caydırıcı yaptırımlarla ele alınmalıdır.

Köfteci Yusuf vakası, sadece bir marka sorunu değildir. Bu, güvenimizi ve inançlarımızı hiçe sayan bir anlayışa karşı hepimizin uyanık olması gerektiğini gösteren, sert bir uyarıdır. Bir lokma helal ekmeğin, milyonlarca Müslüman için ne anlama geldiğini bilen her işletme, attığı her adımda bu bilinçle hareket etmek zorundadır.

Bu skandalın ardından yapılacak olan sadece boykot değil, aynı zamanda yetkililerin de bu tip vakalara karşı daha sert önlemler alması için baskı yapmaktır. Biz, sofralarımızda yalan dolan görmek istemiyoruz!

Yazarın Diğer Yazıları