Telefon olmadan ne yapacağız?
Ayla KAYMAZ
Yaşları birbirine çok yakın bir kızım ve oğlum var. Ekran saatleri bittiğinde ya da bazen telefondan birşey izleyip artık telefonu geri vermek durumunda kaldığında şimdi ne yapacağız, ama nasıl eğleneceğiz diye ağlıyor özellikle küçüğüm! Benim saçlarımdaki her bir tel diken diken oluyor. Her defasında her saniye eğlenmek zorunda olmadığımızı anlatmaya çalışıyorum. O zaman şimdi ne yapacağım diye soruyor. Özellikle dışarda ya da araba sürerken bazen birşey yapmana da gerek yok diyorum. Etrafını izle, gökyüzüne bak, ağaçları, hayvanları gör. Hayaller kur diyorum.
Örneğin; bir topluluğa girdiğimizde ben çocuklar kaynaşsın, oynasın yani etkileşimde bulunsunlar çok isterim. Olumlu ya da olumsuz. Olumlu olursa keyif alırlar olumsuz olursa bir kriz çıkar ve bunu yönetebilmek adına bir deneyim kazanırlar. Her ikisi de güzel benim için ama bir araya gelindiğinde hele ki toplulukta kimi çocukların eline iPad ya da telefon verildiğinde diğer çocuklar tarafından bu çok onur kırıcı bir şeymiş gibi algılanabiliyor. Geçen gün oğlumun kendinden küçük bir arkadaşına benim de büyüdüğümde iPad’im olacak şimdi seninkini izleyebilir miyim dediğini duydum? Hani üzülmedim mi evet onu belki arkadaşının yanında üzdüm. Ama yürekten inanıyorum ki bir gün anlayacak beni.
Koca otobüste telefonu olmayan o tek çocuk gibiler kısaca benimkiler okudunuz mu o haberi bilmiyorum. “Ailesi kendisine cep telefonu vermeyen Dillon Reeves, öğrencilerle dolu bir okul otobüsünü kurtardı. 13 yaşındaki çocuk, sürücü bilincini kaybedince harekete geçti ve frene bastı.
Dillon’ın babası Steve, CBS’ye şunları söyledi: “Telefonunuz olmadığında başka ne yapacaksınız? İnsanlara bakacaksınız, bazı şeyleri fark edeceksiniz. Pencereden dışarı bakacaksın. Bu çok güçlü bir ders, belki de dünyayı değiştirecek türden bir ders.”
Dillon tüm arkadaşları telefonlarıyla meşgulken, sürücünün tutarsız hareketlerini farkedip telefon konuşmasında kendini iyi hissetmediğini ve aracı kenara çekeceğini duydu ama asla çekemedi. Bunu fark edince ters yöne doğru giden okul aracının frenine basarak herkesin hayatını kurtarmış oldu.
Hep diyorum şimdi toplulukta sevilmeyen teyzeyim sonsuz ekran saatlerim yok diye. “ Oley be yaşşa anne” de pek değilim. Ama bir gün evlatlarımın bindiği otobüsün frenine basmaya çalışan Dillon olduğumu anlamaları arzusundayım. Dilerim bir gün…