Ayla KAYMAZ

Taziye Adabı

Ayla KAYMAZ

“Ağızların tadını kaçıran ölümü sıkça hatırlayın.” buyurmuştur Peygamber Efendimiz. İnsanoğlu tefekkür ehli olamıyor her zaman ama yakından bir kayıp yaşadığında yüreğini nasıl teskin edeceğini de bilemiyormuş pek…
Bu hafta sonu çok sevdiğim bir arkadaşımın eşinin vefat haberi ile sarsıldık. Her ölüm erken, her ölüm zamansız ve acı. Ancak gerçekten insan bir hastalığı yoksa; gençse ekstra bir yakıştıramıyor hiç sığdıramıyor içine. Duramadım uzakta olsa gitmek , kalbinin dünya üzerinde olabileceğini en mahzun ve kırık anında yanında olmak istedim arkadaşımın. Onun kalbi böylesi hassasken, sevdiği insanı şu hayatta bir daha göremeyeceği yere uğurlamışken ben nasıl çalmalıydım şimdi bu buruk yüreğin kapısını. Kalbim acıya acıya, gözümde yaş karnım ağrıya ağrıya gittim. Sarıldım, ağladım ağladım ve döndüm. Sana , bana hayat devam etse de orada bir insanın hayatı başına yıkıldı . Bu yaklaşımında bir adabı olmalı dedim durdum kendime. Etraftaki insanların durumu normalleştirmeye çalışma çabalarına hem hak verdim, hem kırıldım. Yenilen yemeğe hem gücendim, hem arkadaşımın hatırına ağzımda devleşse ,boğazımı  da yırtsa yuttum bir lokma köfteyi. Teselli edecek sözleri bulamayan gönlüme öyle sitemler ettim ki ama konuşulanları duyunca da susmanın bile bir mana ifade ettiğini hissettim. Üzmemek için kimseyi kendimi tutamadığım için göz yaşlarıma da kırıldım ama acısını yüreğimde hissettiğim arkadaşımla nasıl hemhâl olacağımı da bilemedi gönlüm.
Cenaze sahibini rahatlatmak için söylenilebilecek her söz kabulümdür ama halı altına süpürdüğümüz hiç bir toz zerresi ilelebet orada kalamaz. Onu öyle görmeye dayanamaz belki gönlümüz ama o tozların zamansız , en beklenmedik anlarda ve her seferinde aynı şiddette kalbi yaralamaması için bugün o acı yaşanmalı , o göz yaşı dökülmeli gibi geliyor bana. Yoksa hep eteğini çekiştirecek, hep kalbini buruşturacak… 
Bu konuda ne bir alim ne de bir bilginim ama taziye evine giderken en hassas halimizle gitmeyi , empati yapmayı unutmayalım ne olur. Taziye günlerinin sayısını uzatmayalım, söylenecek sözlerin ayarını kaçırmayalım, umulmadık kişileri görebiliriz sohbetin dozunu ayarda tutalım, işte beşerin hali bizimkisi ama ne olur kahkahalarımızı bastıralım, gidenin hep güzel hallerini anımsatalım ya da bakmayın akıl verene benim gibi faydalı bir söz düşmeyecekse ağzınızdan, susun. Dilimizle sabır telkin edemiyorsak mağrur, sakin ve gürültüsüz bir göz yaşı eşlik etsin. 
İnananların yeniden birleşip , buluşacağı o güne hamdediyor, esenlik diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları