Ayla KAYMAZ

Şu Formasyon Meselesi

Ayla KAYMAZ

Yaz gelince çocuklar dinlensin, dinlenirlerkende bir kaç hoş etkileşimde bulunsunlar istiyoruz. Bunu eğitim hayatının başlarında iki çocuk annesi olarak diliyorum en azından. Zaman ne kadar kıymetli ise, şu en doğru zaman olayı kıymet ötesinde. Hani zamanı güzel değerlendirelim çabası yani bizimki. 

Konuya nereden geldiğimi soracak olursanız memleketimizin açık kanayan yaralarından biri sizi de bilirsiniz maalesef pek çok kişi oturduğu yerin ünvan niteliklerini taşımaksızın o işi halletmeye çalışır. Naçizane kendi sektörümle de ilgili ( eğitim ) böyle bir açık var. Kendimiz için , evlatlarımız için herhangi bir ders ya da özel beceri hususunda eğitim aldırmak istediğimizde eğitmenlerle görüşüyoruz ve tablo şu şekilde. Örneğin; İngilizce dersi aldırmak istiyorum, hanım diyor ki; öğretmen değilim ama Londra ‘da yaşadım yıllarca ikinci dilim İngilizce. Matematik dersi istiyorum diyor ki ; öğretmen değilim ama matematiğim hep beşti , sayısalcıyım ben diyor. Tenis öğrensin diyoruz; yazlıkta 8 yaşından beri özel ders aldım, turnuvalara gidiyorum hep diyor. Yani bunu çoğaltıp gidebilirim böylece. Tüm eğitim fakültesi mezunu ve sonradan formasyon eğitimi almak için çabalamış herkes bunu çok iyi bilir ki pedagojik formasyon size eğitim hayatınız boyunca verilir. Pedagoji nedir? Bunu hiç düşündük mü? Öğretmen olmak için eğitim fakültesine gittiğinizde yeterlilik sınavını verebildiğiniz koşulda, size tek başına branş bilgilerini vermezler. Sizi branşınızda yetkin görüp onu nasıl öğretebileceğinizi, bir okul öncesi çocuğuna nasıl yaklaşılır ve bilgi nasıl aktarılır ya da bir ergenlik dönemi öğrencisine ya da bir yetişkine bunu öğretirler. Bunların hepsi için bir eğitim fakülteli dört yıl boyunca emek veriyor. Bilgiyi aktarabilme becerisi çok ayrı, yaklaşımları benimseyip uygulamak çok ayrı. Bu ikisini harmanlayıp bir ihtiyaca göre cevap verebilmekse bambaşka…

Ebeveynler olarak lütfen şu ayrımı yapabilelim. Bu sektörde fiyat bandını belirleyen faktörler neler bilincinde olalım. Özellikle bizim sektörümüzde İngilizce öğretmenliğinden bahsediyorum. Birinin “yabancı” olması o insanın, Türk birinden daha iyi İngilizce öğretebileceği anlamına gelmez. Bir Türk olarak başka bir ülkeye gittiğimde ben de yabancıyım değil mi? Ülkemizde bir sürü Suriye, Afganistan vb uyruklu insan var bunlarda yabancı kategorisinde. Ana dili İngilizce olan ve eğitim diploması almış bir kişi belki bir farklılık yaratabilir bunu unutmayın. İletişime geçtiğimiz insanları lütfen pedagojik formasyonunuz var mı mezuniyetiniz nedir diye nezaket çerçevesinde sorgulamaktan çekinmeyin. Zira öğreneceği bir kelimeye, bir harekete ya da bir kurala çocuğumuzun  ya da kendimizin incinecek duygularını, örselenecek iç dünyasını değişmiş oluruz. 

Sevgiler…

Yazarın Diğer Yazıları