Ayla KAYMAZ

Particilik

Ayla KAYMAZ

Gündem malum. Nereye kafanı çevirsen; duyduğun, gördüğün hep aynı… Esnaf muhabbetleri hep aynı, konu komşu muhabbetleri aynı, bilenin bilmeyenin yaptığı da… Hani devlet ve hükümet ayrımı nedir desem hiç bir fikri yok ama söz söylemeye aklı çok…

Herkes fikrini ne kadar da özgür söyleyebiliyor öyle değil mi artık? Eskiden çokta mahrem konulardı. Yani mahremiyetten kastım bu konunun da kendine has bir zarafeti vardı. Kimse kalp kıramaz bilakis birbirinden ayrışmamak uğruna yorum yapmazdı. Şimdilerde attığın taş ürküttüğün kuşa değmiyor ama kaybının hesabını tutan yok. Neyleyim ki böylesini… Kim kime ne dese sen o oluyorsun ya da bu, öyle oluyorsun ya da böyle, ocu oluyorsun ya da bucu. Bilmem ki nasıldı doğrusu? Hatta bilemiyorum hiç olmuş muydu?

Gönül isterdi ki bu işler hiç ayırmasın kavuştursun, ağlatmasın güldürsün, bir değil beraber olunsun, uzaklaştırmasın yakınlaştırsın, karın doyursun, el tutsun, baş okşasın, gönül alsın. Seni bana kırdırmasın, beni sana gücendirmesin, kimse yolda kalmasın. Bilmiyorum böylesi mümkün mü? Yoksa benimki gene uçan fillerin duvarları boyadığı pembe düş mü?
Geçen denk geldiğim bir söz diyordu ki  ; “ Dışarıda bir şeyler kötüye gitse ve herkes bunun için koştursa ama tek bir kişinin kapısının önüne çiçek koyması gerekse, o ben olacağım.” İşte bu konuda ki sessizliğim tarafsız olanın bertaraf olma hali değil de kapımın önüne koyacağım çiçeğe yer arayışımdan.

Çok daha güzel günlere uyanmak ümidiyle….

Hoşçakalın…
 

Yazarın Diğer Yazıları