Ayla KAYMAZ

Kulpsuz Kahve Fincanı

Ayla KAYMAZ

Kahve sevgimi de beraberinde ki kupa, fincan sevgimi de etrafımda ki herkes bilir. Geçen günlerde annemle kahve içeceğimiz bir esnada çıkardığım kupayı beğenmedi. O ne öyle kulpu yok dedi. Bende artık böyle anne kulpları olmayabiliyor, şöyle iki elimle de kavrayınca çok hoşuma gidiyor dedim , aman bana anam babam fincan da yap işte Ayla dedi. 

Orada aklıma geldi ona da anlattım anne kız kahvemizi yudumlarken. Kulpsuz fincan hikayesini. Rivayet odur ki; 

“Bir gün kahvehanede Boşnaklar ve Sırplar aynı masa da oturup kahvelerini yudumlarken, bir Sırp’ın aklına düşen bu hinlik günümüzde hala yaşayan bir geleneği ortaya çıkarır. 

Acıyı sevinci hep bir arada yaşamış, zorluk zamanlarında hep yanlarında Türkleri bulmuş bir millettir Boşnak’lar. Abdülhamit Han’ın tahttan indirilmesiyle elimizden akıp giden Balkanlar’da şüphesiz en büyük acının ve de zorlukların yaşandığı yerlerden olmuştur Balkan’lar. Çünkü Hırvat ve Sırpları aynı çatı altında yaşatan Osmanlı hoşgörüsüydü, kaçınılmaz…

Saraybosna da güzelliği dillere destan, lezzetli mi lezzetli kahveler yapan bir kahveci bulunurmuş. Boşnak kahvesi yaparmış ki ben sevmem içmem diyene bile içirirmiş o kahveleri. İşte günlerden bir gün beraber bir kahve içilen bir zaman da Sırplar’dan biri güya “ Siz kahve içerken fincanın kulpunu üç parmakla tutup istavroz işareti yapıyorsunuz (üç parmak işareti) yani bizim selamımız der. İşin aslı böyle olmasa da bunun üzerine Boşnaklar bir kulpsuz kahve fincanı tasarlar dibine de bir yıldız koyar. Kahve içerken baş ve işaret parmakla içilir, ay şeklinde en sonunda telvelerin arasından bir yıldız doğar. 90’lar Sırpların Müslüman halka en ağır zulümlerde bulundukları zamanlardan biridir. İnsanları hem öldürürken hem de türlü eziyetlerde bulunurlar. 

Sırplar bazı Boşnaklar’ın çetnik selamı verebilmesi için yüzük ve serçe parmaklarını keser. Ama Bosna yaşadığı acılara rağmen manevi değerlerini yaşatır. En basit bir kahve fincanında bile bunu dünyaya gösterir. Başçarşıya gelen binlerce turist bu fincanlardan hediye alır götürürler. 

Yaşadıkları zor günlere bakılınca, Boşnak kahvesinin acısı da hatırı da farklıdır.” şeklinde ifade eder sayın Ağzıkara.

Yazarın Diğer Yazıları